Anasayfa » Evrim, Irkçılığı Destekler

Evrim, Irkçılığı Destekler

Darwin’in Türkler ile ilgili sözleri:

Doğal seçilimin medeniyetin ilerlemesi için sizin zannettiğinizden daha fazla yarar sağladığını ve halen de sağlamakta olduğunu ispatlayabilirim.

Avrupa milletlerinin, birkaç yüzyıl önce Türkler tarafından ezilme riski yaşarken, şimdi böyle bir fikir ne kadar gülünç geliyor.

Daha medeni Avrupa ırkları, varoluş mücadelesinde kof Türkleri yendi.

Çok da uzak olmayan bir tarihte dünyaya bakıldığında, çok sayıdaki daha aşağı ırkların, daha yüksek ırklar tarafından elimine edileceğini görüyorum.

LIFE AND LETTERS OF CHARLES DARWIN. VOL. I. [page] 316

Doğal seçilim, evrimin temelidir. Doğal seçilim; güçlü olan güçsüzü yok eder, demektir.

Darwinizme göre, Avrupalılar “üstün ırk” diğer ırklar “aşağı ırk” olarak görülüyor.

Bakın, Darwin’e göre; aşağı olan Türk ırkı, çoktan doğal seçilim sürecinde elimine edilmesi(yok edilmesi) öngörülüyordu.

Peki şimdi dünyanın %99’unun kabul ettiği bir teoriye göre aşağılanan Türk milletini, Rabb Allah hangi seviyeye çıkaracak, düşünür müsünüz?

Allah’ın sistemi böyledir. Her zaman hor görülenleri, düşük görülenleri; büyük görülenlerin üzerine çıkartmıştır.

43:31 Onlar: “Bu Kur’an, şu iki şehirden bir büyük adama indirilmeli değil miydi?” dediler.

Allah, Peygamberleri şehrin en ileri gelenlerinden seçmek yerine en düşük kişiyi en üste çıkarmayı şanına uygun görüyor.

250 gr. uranyum büyük bir şehri yok eder. Çok olan az olanı yenseydi bu kolay bir işleyiş olurdu, çünkü beklenen böyledir. Ama Allah bu şaşırtmacayı daha uygun görüyor.

Küçücük tohumdan büyük ağacı ortaya çıkarıyor. Allah bu şaşırtmacalı işleyişini hep gösteriyor.

Şimdi; bilimsel delillerle, felsefi açıklamalarla geçersiz olduğu kanıtlanan doğal seçilim, evrimsel görüş; Türklerin merkezde olduğu dünya hakimiyetiyle de çürütülmüş olacak.

Bakın, “Doğal seçilim var. Güçlü olan güçsüzü yok eder. Bu çok doğal bir şey. Aşağı ırk zaten yok olmaya mahkum. Böcek gibi canlılarız. Böceğin ölmesi ne kadar önemsizse, aşağı ırkın ölmesi de o kadar önemsizdir.” fikrini öğrettiğiniz kişilerin bu vahşetleri yapması şaşırtıcı bir olay mıdır?

Evrime, doğal seçilime inandırdığınız bir kişinin zaten insanlara bakışı değişiyor. Bunu anlamalısınız.

Şimdi Allah, Türkleri bu güzel konuma getirdiğinde; “aşağı ırk”, “üstün ırk”, “doğal seçilim” gibi şeylerin yalan olduğu, Allah’ın kaderinin gerçek olduğu ispatlanmış olacak.

Türkler bu konuma geldiğinde, “Bak, Türkler ne üstün bir ırkmış.” demeyecekler, “Allah bize rahmet etti, bu konumu lütfetti.” diyecekler.

Allah dilediği toplumu üstün kılar. Bu durumda o toplum, “Biz üstünüz.” diyemez, “Allah şimdi böyle takdir etmiş. Bizim kendimizden bir üstünlüğümüz yok.” diyebilir.

2:122 Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimetimi ve sizi alemlere üstün kıldığımı hatırlayın.

Şimdi, darwinist toplumların; Müslümanlara ve Türk milletine bakışları böyleyken; imanlı, Allah aşığı Türk milletinin bu konuma getirilmesi beklenen bir şeydir. Çünkü Allah’ın yasasının hep böyle işlediğini görüyoruz.

Firavun tarafından aşağı görülen İsrailoğulları’nı Allah, dünya hakimi yapıyor. Aşağılanan Yakup soyundan Davud, Süleyman gibi dünya hükümdarları çıkarılıyor.

Allah geçmişte de böyle yapmış bugün de böyle yapacaktır.

48:23 Allah’ın yasasında asla bir değişiklik bulamazsın.
69:17 Melekler de (onun) kenarlarındadırlar. O gün Rabbinin Arşı’nı onların üzerinde sekiz taşır.

Yapıcıların reddettiği taş şimdi köşe taşı oldu.

Yapıcıların reddettiği taş şimdi köşe taşı oldu. (Zebur 118)

8 köşeli yıldız genellikle İsa’nın geldiği dünyayı simgeleyen Beytüllahim Yıldızı olarak adlandırılır.

8 sayısı, Hristiyan öğretilerinin hepsinde önemlidir çünkü 8 sayısı, öte zamanı, sonsuzluğu, yeniden doğuşu ve dirilişi çağrıştırır.

Bütün bu olanlar isteyerek veya istemeyerek, bilinçli veya bilinçsiz; Allah’ın kaderinin hazırlıklarıdır.

Gerçek Gizlidir Ama Karmaşık Değildir

Hakikat, bedihi(apaçık görülen) değildir ama karmaşık da değildir.

Burada ne yazdığını okuyabilir misiniz?

Şimdi, gözleri bozuk ve gözlükten habersiz insanların içerisinde olduğunuzu düşünün. Siz gözlüğünüzü takıyorsunuz ve ne yazdığını onlara söylüyorsunuz.

Bu kişilere, “Burada karmaşık bir olay yok. Burada “sevgi” yazıyor. Bu işin gerçeği budur.” diyorsunuz.

Bu kişiler ise sizinle alay ederek, “Bütün toplum olarak bir şifreyi çözmeye çalışıyoruz. Şimdilik “K, Y, F, X” harflerini çözmeyi başardık. Bu kadar insan üzerinde çalışırken gerçeği bulduğunu söylüyor. Kovun şunu!” diyorlar.

“Bu işin gerçeği budur. Bulduğunuz şeyler gerçeği değiştirmeyecek, bütün hepiniz bir mantıkta ortaklaşsanız bile gerçek böyledir.”

Bu kişilerin akılsızlığı hakkında ne düşünürsünüz?

Bu kişiler öyle akıldan yoksundurlar ki; sadece gerçeği inkar etmekle kalmazlar, gerçeği gösteren gözlükleri de hakir görürler.

2:87 Size her ne zaman bir peygamber nefislerinizin hoşlanmayacağı bir şey getirse siz büyüklük taslayacak; bir kısmını yalanlayacak bir kısmını da öldürecek misiniz?

Şimdi, bedihi(apaçık) olan gerçeği nasıl görebilirler ki?

Herkes Yanlış Bir Sen Mi Doğrusun?

Taş Put = Evrim = Güneş

Allah hiçbir zaman batılları(yalanları) kompleks(karmakarışık) yapmamıştır.

İnkarcılar aslında bunu yapmaya çalışıyorlar. Eğer hesap günü gelirse, “Allah’ımız böyle kompleks, inkar edilmesi çok bilgi gerektiren bir şeyi kabul ettiysek, bizim suçumuz ne?” diyebilecekleri bir şey uydurmaya çalışıyorlar.

Oysa bir taş putun yalan olduğu ne kadar açıksa, evrim de o kadar açıktır.

Taş putun işçiliği önemsizdir. Bir taş putta çok işçiliğin olması onu daha önemli hale getirmez. Sonuç olarak gerçek değildir.

Yani, “Evrim konusu çok karmaşık, çok bilgi isteyen bir konudur. Anlamak üst düzey biyoloji, sitoloji tahsili gerektirir.” sözü yalandır.

Bunu söyleyenler hesap gününde, “Allah’ımız böylesine üst düzey eğitim gerektiren bir batılı karşımıza sen çıkardın. Şimdi inkar ettiysek bizim ne suçumuz var?” diyebileceklerini sanıyorlar.

Oysa daha şimdiden biz size söylüyoruz, “Evrim en cahilin bile inkar edebileceği kadar beyinsizce bir uydurmadır.”

Şimdi hiçbir bahanenizin kalmadığını iyice anlayın.

Şaşıracaksanız şimdiki durumunuza şaşırın

Bakın, “Nasıl bütün dünyada barış olacak? Nasıl zenginlik ve refah olacak?” diyorsunuz.

Asıl şaşırtıcı olan, insanların birbirlerini katletmesidir. Asıl şaşırtıcı olan, fakirlik ve yoksulluktur. Allah’ı bilen kişi için bunlar daha şaşırtıcıdır.

İnsanlar kendilerine geldiklerinde, “Biz böyle bir saçmalığa inanarak, Allah’a bu saygısızlığı nasıl yaptık.” diyecekler.

Darwinizm büyüsü ile insanlara, “Doğal seçilim var. Güçlü güçsüzü yok etsin. Yok olup gidecek, tesadüfen oluşmuş, değersiz maymunsu canlılarsınız.” dediler.

Bunu o kadar çok tekrar ettiler ki, insanlar büyünün etkisine girdi.

Düşünün.

Ayetlerden İşaretler

7:57

7:57 Rahmetinin önünde müjdeci olarak rüzgarları gönderen O’dur. O rüzgarlar, yağmur yüklü bulutları toplandıklarında, onu kurak bir memlekete gönderir, sonra onunla yağmur yağdırır ve onunla her çeşit ürünü yetiştiririz. İşte ölüleri de böyle çıkarırız. Belki düşünürsünüz.
7:58 Güzel memleketin bitkisi, Rabbinin izniyle çıkar; kötü olandan ise yararsız bitkiden başka bir şey çıkmaz. İşte biz, şükreden bir toplum için ayetleri böyle açıklarız.

7:57 üzerine

“Rahmetinin önünde müjdeci olarak rüzgarlar”

İsa’nın gelişinden önce İsa’yı müjdeleyen kişiler

“O rüzgarlar, yağmur yüklü bulutları toplandıklarında”

İsa’yı müjdeleyen kişiler gerçek bilgileri topladıklarında

“onu kurak bir memlekete gönderir, sonra onunla yağmur yağdırır”

Bu gerçekleri, yalanlar ile bozulmuş memlekete açıklar

“ve onunla her çeşit ürünü yetiştiririz”

Gerçekleri duyurarak güzel imanlı toplum oluşturulur

“İşte ölüleri de böyle çıkarırız.”

İsa’yı bu netice alındığında ortaya çıkarırız

“Belki düşünürsünüz.”

Bu ayette anlatılmak istenen üzerine düşünün uyarısı

27:63

27:62 Yoksa, kendine yalvardığı zaman bunalmışa karşılık veren ve başındaki sıkıntıyı gideren, sizi yeryüzünün sahibi yapan mı? Allah’ın yanında başka bir ilah mı var? Ne kıt düşünüyorsunuz!
27:63 Yoksa, karanın ve denizin karanlıkları içinde size yolu bulduran, rahmetinin önünde rüzgarları müjdeci olarak gönderen mi? Allah’ın yanında başka bir ilah mı var? Allah onların koştukları ortaklardan çok yücedir, münezzehtir.
27:64 Yoksa, önce yaratan, sonra yaratmayı tekrar eden ve sizi hem gökten, hem yerden rızıklandıran mı? Allah ile beraber başka bir ilah mı var? De ki: Eğer doğru söylüyorsanız, siz kesin delilinizi getirin haydi!

27:62 üzerine

“sizi yeryüzünün sahibi yapan mı?”

Ayetin öncesinde bir topluluk belirtilmiyor

Ayet yeryüzüne sahip olmuş kişilere hitap ediyor

İsa yeryüzüne sahip olmuş halkına sesleniyor

“Allah’ın yanında başka bir ilah mı var?”

İsa geliyor ve Hristiyanlara sesleniyor

27:63 üzerine

“karanın ve denizin karanlıkları içinde size yolu bulduran”

Saptırılmış toplumlara doğru yol gösteriliyor

“rahmetinin önünde rüzgarları müjdeci olarak gönderen”

İsa’nın gelişinin habercisi olan kişiler ortaya çıkıyor

“Allah’ın yanında başka bir ilah mı var?”

Hristiyanlar ve bütün toplumlardaki şirk temizleniyor

27:64 üzerine

“önce yaratan, sonra yaratmayı tekrar eden ve sizi hem gökten, hem yerden rızıklandıran mı?”

İsa’yı önce yaratan sonra onu gökten indirerek toplumlara büyük bir nimet olarak veren

gökten, İsa; yerden, Rab’bin meshettiği kral

2Dünyanın kralları saf bağlıyor,
Hükümdarlar birleşiyor
RAB’be ve meshettiği krala karşı.
3“Koparalım onların kayışlarını” diyorlar,
“Atalım üzerimizden bağlarını.”

4Göklerde oturan Rab gülüyor,
Onlarla eğleniyor.
5Sonra öfkeyle uyarıyor onları,
Gazabıyla dehşete düşürüyor
(Zebur:2)

“Allah ile beraber başka bir ilah mı var?”

Ayetlerde peş peşe şirk konusuna dikkat çekiliyor.

En kalabalık din olan; 3 tanrılı Hristiyanlığa işaret ediliyor.

Sanki bu sözleri Allah, İsa ağzıyla söylemiş gibi; İsa gelmiş ve tüm toplumlara bu ayetleri okuyor gibi

16:65

16:65 Allah gökten bir su indirdi ve onunla yeryüzüne ölümünden sonra hayat verdi. Şüphesiz ki bunda dinleyen bir millet için büyük işaretler vardır.

16:65 üzerine

“gökten bir su indirdi”

İsa’nın gökten inişi

“onunla yeryüzüne ölümünden sonra hayat verdi”

sapmış yeryüzünü Allah’a iletecek

“Şüphesiz ki”

Şüphesiz ki uyarısı önemlidir

Daha dikkatli düşünmek için uyarı yapılıyor

Ufacık bir kuşku bile kalmasın içinizde uyarısı yapılıyor

“bunda dinleyen bir millet için büyük işaretler vardır”

bu ayetin işaretler içerdiğine dikkat çekiliyor

13:16

13:16 Yoksa (Allah’a) O’nun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da bu yaratma kendilerince birbirine benzer mi göründü?
13:17 Gökten bir su indirdi de vadiler, kendi miktarlarınca sel olup aktılar. Sel de suyun yüzüne çıkan bir köpük yüklendi. Bir zinet eşyası veya bir değerli mal yapmak için, ateşte üzerini körükledikleri madenlerden de onun gibi bir köpük meydana gelir. İşte Allah hak ile batılı böyle çarpıştırır. Fakat köpük atılır gider, insanlara faydası olan ise yerde kalır. İşte Allah böyle misaller verir.

13:16 üzerine

“O’nun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da bu yaratma kendilerince birbirine benzer mi göründü?”

Alternatif yaratılış sebeplerine inanıldığı döneme dikkat çekiliyor

“Canlıyı Allah yarattı.” demek ile, “Canlıyı evrimsel süreç yarattı.” demek arasında fark vardır

“Ama Allah, evrimsel süreçle yaratmış olamaz mı?” diyorlar
Kuran’da Allah canlıları hemen yarattığını bildiriyor

“Ama evrimle yaratılması daha mantıklı.” diyorlar

Biz insanların mantığına göre yaşayamayız. Çünkü bir çocuğa göre leyleklerin bebeği getirmesi mantıklı gelirken, bir başkasına göre de maymunun insana dönüşmesi mantıklı gelebilir.

Şimdi Allah’ın en hikmetli karar verdiğine karşı gelenler, “Bana göre evrim daha mantıklı.” dediler. Doğrusu şöyle olmalıydı, “Ben beyinsiz şeytanın önerdiği yaratılışı daha çok beğendim. Bir anda yaratmaktansa böyle uzun süreler boyunca ufak ufak değişikliklerle yaratmak bana daha mantıklı geldi.”

“Ama Kuran’da sudan yarattık demiyor mu?” diyorlar

Sudan yarattık dedikten sonra sonraki ayette hamilelik süreci anlatılıyor. “Sudan yarattığı evrime delil sayan yalancılar, açıklamasını oku.”

Peki, ayeti anlamından kaydırarak mantık mı uydurmak istiyorsunuz? Şuna ne dersiniz, “Kuran’da sudan yarattık diyor, öyleyse ilk canlılar bir fanusun içerisinde bir damla su ile yaratılmaya başlandı. Her tür canlı bu su geliştirilerek oluşturuldu ve şimdiki sistem oluşturulmuş oldu.”

Bilmelisiniz ki, bunun bir gerçekliği yok.

13:17 üzerine

“Gökten bir su indirdi”

Gökten İsa indirildi

“vadiler, kendi miktarlarınca (kapasiteleri kadar) sel olup aktılar”

önceki ayette söylenen alternatif yaratılış fitnesi

yani günümüzün deccali hedef gösterildi

iman edenler kendi kapasiteleri yettiği kadarınca bu suyun akacağı vadiler oldular

öyle ki vadilerin sayısı arttı ve sel olmaya başladı

“Sel de suyun yüzüne çıkan bir köpük yüklendi.”

meydana gelen bu sel yararsız köpüğü ortaya çıkarıyor

inananların arasındaki münafıklar ortaya çıkmaya başlıyor

iman ettiğini söyleyen münafıklar görüldü ki vadi olmadılar

aksine suyun aktığı vadileri kapatmak için çabaladılar

böylece köpüğün suyun üstüne çıktığı gibi ortaya çıktılar

artık münafıklar açıkça belirlendiler, bu saatten sonra “Ama biz de Allah’a inanıyoruz.” demeye bahaneleri kalmasın diye böyle oldu

Çünkü Allah hep böyle yaptı

2:143 Kâ’be’yi kıble yapmamız da şunun içindir: Peygamber’in izince gidecekleri, iki ökçesi üzerinde geri döneceklerden ayıralım. Bu iş elbette Allah’ın hidayet ettiği kimselerin dışındakilere çok ağır gelecekti.

Bugün de herkes çalışmalarını ve tarafını ortaya koymaları için bu olanlar oldu. Suyun üzerine köpük her dönemde çıkmıştır.

“Bir zinet eşyası veya bir değerli mal yapmak için, ateşte üzerini körükledikleri madenlerden de onun gibi bir köpük meydana gelir.”

Madenler potada eritilir, yararsız maddeler köpük ile atılır, geriye saf gümüş kalır.

Şimdi, gerçek iman edenler ile münafıklar bir arada mı yaşayacaklardı?

Bu Allah’ın kanununa aykırı olurdu. Peki münafıklar nasıl tespit edilecekti.

Eğer böyle kısa süreli bir müslümanlara karşı faaliyet olsaydı bu tam olmazdı. Çünkü bahane ederlerdi. Tam itiraf edecektim diyebilirlerdi. Bu yüzden çok yıllar iftiracı oldukları belli olması gerekiyordu ya da günahlara batmaktan zevk alan kişi olduğu belli olması gerekiyordu.

Çünkü 1 sene boyunca günahlar işleseydi, “Ama ben belki tövbe edecektim.” diye bahane edebilirdi.

Ama günahlar işlemiş, felaketlerle uyarılmış, yıllarca devam etmiş, şimdi ne bahanesi kaldı? Ya da bir iftira atmış ve 1-2 sene değil yıllarca iftirasını devam ettirmiş. Şimdi ne bahanesi kaldı? Artık pişman olma hakkı kaldı mı?

“Fakat köpük atılır gider, insanlara faydası olan ise yerde kalır.”

İşte faydasız köpükler atılıp gider

Bu kişilerin dünyada zillete uğraması çok önemsiz bir olaydır.

Çünkü sonsuza kadar cehennemin en dibinde aklımıza gelmeyecek azaplarla yaşayacaklar

Peki şimdi uğrayacakları herhangi bir musibete nasıl şaşıralım ki?

Artık madenin arıtılması bittiğinde köpük olmakta ısrar etmiş bu kişiler için farklı bir karar verilmesini zaten bekleyemezdik

Allah bizleri korusun. Bizleri zalimlerden kurtarsın.