Anasayfa » Kuran’da Kadın

Kuran’da Kadın

Kuran’da Başörtüsü Ayeti Var Mı?

Nur suresinin 31.ayetinin kadınlara giyimde özgürlük verdiğini öğrenin.

Kuran’da Kadın

Allah, kadınların kavga etmeyecek yaratılışta olduklarını bildiriyor.

43:18 Süs içinde yetiştirilip, kavgayı beceremeyen kadınları.

Allah’tan ve Peygamberinden daha sevimli gelmeyecekler listesine, kız çocuğu ve anne eklenmiyor:

9:24 De ki: “Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, durgun gitmesinden korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden meskenler sizin için Allah’tan, Peygamber’inden ve O’nun yolunda cihad etmekten daha sevimliyse Allah buyruğunu bildirinceye kadar bekleyin. Allah fasıklar topluluğunu doğru yola erdirmez.”

Allah, bütün kadınlara verilecek değeri açıklıyor.

3:37 Bunun üzerine Rabbi, Meryem’i güzel bir şekilde kabul buyurdu ve onu nadide bir çiçek gibi yetiştirdi.

Kadınların Allah ile bağlantısına dikkat çekiliyor. Zekeriya, Peygamber olmasına rağmen Meryem’in Allah’la güçlü bağına hayret ediyor.

3:37 (Eniştesi) Zekeriya’yı da (çekilen kura sonucunda) ondan sorumlu kıldı. Zekeriya, Meryem’in bulunduğu bölmeye her girişinde, orada bir rızık bulur, “Ey Meryem! Bu sana nereden geliyor?” diye sorardı. O da: “Bu, Allah katından” diye cevap verirdi. Zira Allah, dilediğine hesapsız rızık verir.

Allah, kadınların hükümdarlık yapabileceğini gösteriyor.

27:23 “Sebe’ halkına kraliçe sıfatıyla hükümdarlık eden liyâkatli, yiğit bir kadınla karşılaştım. Kendisine her şey verilmiş. Muazzam bir tahtı var.”

Allah, kadınların doğru ve gerçekleri kabul etmede katı ve inatçı olmadıklarını bildiriyor.

27:44 Ona: “Köşke, içeri buyur.” denildi. Kraliçe köşkün billur döşemesini görünce, derin bir su sanarak eteğini yukarı çekti, bacaklarını açtı. Süleyman: “Bu, billurdan döşenmiş bir sahanlıktır” dedi. Kraliçe: “Rabbim, ben senden başkasına kulluk ve ibadet ederek kendime yazık etmişim. Süleyman’la beraber, bütün varlıkların, alemlerin Rabbi olan Allah’a teslim olarak hükmüne rıza gösterdim, müslüman oldum.” dedi.

Allah, kadınların namusu hakkında konuşmayı yasaklıyor. Kadın için en güzel kararı kendisi verir. Kadın için sadece Allah hüküm verebilir.

Bir kadını zina esnasında 4 şahit kuralı, kadınların namusu hakkında konuşulmasının önünü kesmiştir.

Bir erkek, iki erkek, üç erkek şahit olsalar bile o kadının namusu hakkında ağızlarını açamayacakları hale getirerek kadınlar koruma altına alınıyor.

24:23 Hiçbir şeyden haberleri olmayan namuslu, imanlı kadınlara iftira atanlar, dünyada da ahirette de lanete uğramışlardır. Onlar için ayrıca büyük bir azap vardır.
24:4 Namuslu kadınları zina ile suçlayıp, sonra da bu suçlamayı doğrulayıcı yönde, dört şahit getiremeyen kimselere gelince, böylelerine seksen değnek vurun ve artık onların şahitliğini, hiçbir zaman kabul etmeyin. Çünkü bunlar, gerçekten yoldan çıkmış kimselerdir.

Kadınlarla ilişkide çok dikkatli olunması gerekiyor.

58:1 Allah’a şikayet eden kadının sözünü Allah işitti. Allah zaten konuşmalarınızı işitir; çünkü Allah her şeyi işitendir, görendir.

Çünkü samimi edilen dua önemli bir olaydır. Kadınların önem verdiği Allah’ın rızası ve sonsuz hayat konularına zarar veren erkekler için kalbinden kötü dualar geçirir. Bu duruma düşen erkekler başına büyük bir uğursuzluk açıyorlar.

Helal birleşme, kadının hoşnutluğu durumu; sadece iki cismin birleşmesi değildir. İki ruhun gücünün birleşmesidir. Bu durum Allah’a edilen duanın gücünü artırır. Bu durumdaki itaatkar iki farklı ruh, bereket ve refaha kavuşuyor.

Muhammed Peygambere söylenilen, “Çok fazla kadınla evlenmiş.” çekememezliğinin sebebini anlıyor musunuz? “Muhammed azdı.” diyenlerin derdini anlıyor musunuz?

53:2 Arkadaşınız (Muhammed) ne sapmıştır, ne de azmıştır.

Kadınlar, Allah’la bağlantıları güçlü canlılardır. O dönem yakışıklı, zengin, heybetli başka başka erkekler varken neden hepsi Muhammed Peygamber ile evlendiler, anlıyor musunuz?

Günümüzdeki akılsız, Allah’ı sevmeyen, Kuran’ı anlamayan bir erkeğin Allah’ın yarattığı bir kadını, sevdiğini, anladığını söylemesi boşunadır.

Bunu bilen kadınlar Muhammed Peygamber döneminde O’nunla evlenmek istediler. Musa Peygambere de şehrin bütün kadınlarının aşık olduğu kayıtlarda geçiyor. Bugün bile kendisini İsa Peygambere eş olmaya adayan kadınları görüyoruz.

Düşük akıllı erkeklerin, “Kadın avına çıkalım.” diyerek, kadınları avlanacak bir canlı olarak görmeleri, ne kadar akıldan yoksun olduklarını gösteriyor.

Allah, kadınlara yakışacak davranışları bildiriyor. Ağırbaşlı davranış ve dedikodudan kaçınma:

28:25 Az sonra, o iki kızdan biri, utana sıkıla çıkageldi ve: “Hayvanlarımızı sulamana karşılık, ücret ödemek için babam seni çağırıyor” dedi.
49:11 Kadınların bir kısmı da başka kadınlarla alay etmesin, olabilir ki alay edilen kadınlar, öbürlerinden daha hayırlıdır ve birbirinizi kınamayın ve kötü lakaplarla çağırmayın.
33:35 Şüphesiz, müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mü’min erkekler ve mü’min kadınlar, gönülden (Allah’a) itaat eden erkekler ve gönülden (Allah’a) itaat eden kadınlar, sadık olan erkekler ve sadık olan kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, saygıyla (Allah’tan) korkan erkekler ve saygıyla (Allah’tan) korkan kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah’ı çokça zikreden erkekler ve (Allah’ı çokça) zikreden kadınlar; (işte) bunlar için Allah bir bağışlanma ve büyük bir ecir hazırlamıştır.

Kuran’da Yusuf Peygamberi müebbet zindana atan azizin karısının inkarda diretmeyen, çok sonra da olsa gururunu yenen kişi olduğunu görüyoruz.

12:51 Bunun üzerine hükümdar o kadınları çağırtıp kendilerine: “Yusuf’un gönlünü çelmek isterken, ne sağlayacağınızı umuyordunuz?” diye sordu da. Kadınlar: “Allah korusun, biz ondan en küçük bir kötülük görmedik” dediler. Azizin karısı da: “İşte şimdi gerçek yerini buldu” dedi. “Ben O’nun nefsinden murad almak istemiştim, ama o özü, sözü doğru kimselerdendi.”

Oysa Kuran’da verilen erkek örneklerinde; Firavun, Nemrut, Karun; canları çıksa bile gururundan vazgeçmediklerini görüyoruz.

Saray, zenginlik, bol yiyecek gözeterek Firavun gibi bir adamla evlenen kadınların bile Allah’tan kopamadıklarını ve bir süre sonra böyle bir erkeğe tahammül edemediklerini öğreniyoruz.

66:11 Allah iman edenlere de Firavun’un karısını örnek getirmiştir ki O: “Ey Rabbim!” diye yalvarmıştı. “Senin katında olan cennette benim için bir köşk inşa et, beni Firavun’dan ve yaptıklarından koru ve beni şu zalim yani yaratılış gayesi dışında yaşayan milletten kurtar.”

Şeytanlar sadece kadınlara değil, Allah’ı hatırlatan her şeye düşmandırlar. Hz. Ali’yi, Hz. Osman’ı ve daha nice güzel imanlı erkekleri de katlettiler.

Kuran’ın gerçekliğine inanıyorsanız eğer; şeytanların katlettiği kadınların ve erkeklerin canlarının güzellikle, hiç acı hissetmeden alındığında şüpheniz olmasın.

16:32 Ki melekler, güzellikle canlarını aldıklarında: “Selam size” derler. “Yaptıklarınıza karşılık olmak üzere cennete girin.”

Ve şehit kadınların, Hz. Ali, Hz. Osman gibi şehitlik makamını kazandıklarını görüyor musunuz? Bu kadınların makamını görünce şeytanların neden bu kadar kinlendiğini daha iyi anlıyoruz.

Bir sır öğrenmek isterseniz, dünyada bir insanın yapacağı en büyük hata bir müslümana bulaşmak olacaktır. Münafıklar, anlamadığı bu sır yüzünden bütün ömürlerini uğursuzluklar içerisinde geçirirler. Ama bundan daha kötüsü ise müslüman bir kadına bulaşmaktır. Böyle bir şeye kalkışan erkeklerin akıbetini bilen yoktur; ömürlerinin ne kadar kısa olduğunu, ne halde süründüklerini, dünyanın yükünü nasıl omuzladıklarından kimsenin haberi yoktur.

9:80 Onlar için ister af dile, ister dileme; onlar için yetmiş kez af dilesen de Allah onları asla affetmeyecek.

Peygamberimiz Davud’un sözünü hatırlayın, “RAB mazlumun davasını savunur.” MEZMURLAR 140:12

Bu durum, bir insanın başına açacağı en tehlikeli durumdur. Müslüman mazlumdur. Ama Allah, intikam sahibidir.

14:47 Allah yücedir, intikam alıcıdır.

Münafıklar başına gelen belaların sebebini anlayamazlar. Oysa mazlum bir Allah’ın kuluna yaklaşmanın aç aslanların arasına girmekten ve diğer bütün tehlikelerden daha tehlikeli bir durum olduğunu bilselerdi, müslüman görünce koşarak kaçarlardı.

Allah özel olarak “kadının sözünü Allah işitti.” 58:1 diye bildirmesi ise kadının duasına daha da dikkat çekmek içindir.

Erkekler sanıyor ki kadınlar olağanüstü zayıf; hayır, bir kadın da isterse en az erkek kadar tehlikeli olabilir. Kadınlar için “kavgayı beceremeyen kadınlar” 43:18 diye bildirilmesi, onların naif, özel ruhları sebebiyledir. Naiflikte bu denli titiz bir varlığın kötü dua etme noktasına gelmesi çok tehlikeli bir durumdur. Müslümana yapılanın intikamının şiddeti bu kadar yüksekken, Müslüman bir kadın için Allah’ın alacağı intikamı düşünebilir misiniz?

Zalim şeytanın elinde oyuncak olmuş bu kişilerin canları ise ağır bir dayak ile alınmaya başlıyor.

8:50 Melekler, o kafirlerin yüzlerine ve sırtlarına vura vura ve “Tadın bakalım cehennem azabını!” diye diye canlarını alırken hallerini bir görmeliydin.

Kadını ne evrim ne din adı altında ayrıştıramazsınız.

4:124 Erkek olsun kadın olsun, inanmış olarak kim salih bir amelde bulunursa, onlar cennete girecek ve onlar, bir çekirdeğin sırtındaki tomurcuk kadar bile haksızlığa uğramayacaklardır.

Kadınların Kıyafetine Hiç Kimse Karışamaz

Nur suresinin 31.ayetinin kadınları giyimde özgür kıldığını ve kadının nasıl giyineceği konusunda tamamen kadının kendi kararına bırakıldığının ispatıdır.

Kendilerine din adamı diyen erkeklerin plajlarda mayolarıyla, takunyalarıyla dolaşırken, kendilerini kadınlara giyim konusunda akıl verecek düzeyde görmeleri ne iğrenç durumdur.

Bu samimiyetsiz kişilerin söylediklerinin Kuran’da olmadığını göreceksiniz.

Kuran’da Nur:31’deki خُمُرِ (HuMuR) kelimesi “örtü” demekse de bunun “başörtüsü” olduğunu söylüyorlar.

Peki bunun böyle olduğunu kabul ediyoruz. Kuran’da sadece bu ayette “başörtüsü” kelimesi geçiyor.

Şimdi soruyoruz bu kişilere,

24:31 Kadın Müminler’e de söyle; bakışlarını sakınıp çevirsinler! Mahrem yerlerini korusunlar! Açıkta olan kısmı hariç zinetlerini açığa vurmasınlar! Başörtülerini göğüslerine örtsünler!

Nur 31’de “örtü” yerine “başörtüsü” diye çeviriyoruz.

Ve “Başörtülerini göğüslerine örtsünler!” ifadesi ortaya çıkıyor. Bakın, Kuran’ın hiçbir yerinde “başınızı örtün” ifadesi yoktur.

“Burada başörtüsü diyor, çünkü zaten kadınlar başını örtüyordu.” diyorlar.

Peki soruyorum, başını örten bu kadınlara neden göğüslerini örtmesini söylüyor.

Söylediğinize göre kadınların başlarında zaten örtü var ama göğüsleri açık mı?

“Hayır, kadınların göğsü zaten örtülüydü, başörtüleri de vardı, ayet başörtülerini göğüslerine salmasını söylüyor.” mu diyorsunuz?

Bakın, Kuran’ın cahiliye toplumuna indiğini sizler de söylüyorsunuz.

Kuran’ın indiği toplum cahillikte zirve yapmış bir toplumdur. Kadınlardan nefret ediyorlar ve onları diri diri gömüyorlar.

43:17 Kız çocuk müjdelendiği zaman içi öfkeyle dolarak yüzü simsiyah kesilir.
81:8 Diri diri gömülen kıza sorulunca.

Böylesine cahiliye toplumunda “Kadınlara değer veriliyordu, onlara değer verildiği gibi vücutları da kıymetliydi, göğüslerini örtüyorlardı hatta başlarını da örtüyorlardı.” diyorsunuz.

Bugün, geri kalmış kabile toplumlarında çok da değerli görülmeyen kadınlar bu şekilde yaşamaya devam ediyorlar.

Ama siz gelmiş geçmiş en cahiliye toplumunda kadınların zaten muhafazakar giyindiklerini, başörtüsü taktıklarını ama bu ayette başörtülerini göğüslerine salmalarını emrettiğini söylüyorsunuz.

Ayeti çarpıtıyorsunuz, kendinizle çelişiyorsunuz, samimi değilsiniz.

Hadi gelin, bu ayeti en güzel şekilde anlayalım.

Kadınlara mahrem yerlerini korumaları emrediliyor.

Bakın, bir kadının namusunu o kadından daha iyi hiç kimse düşünemez.

Bir erkek de kendi namusunu korumakla ilgili hiçbir sorunu yokmuş gibi kadınlara namus dersi vermeye kalkışamaz.

24:31 Kadın Müminler’e de söyle; bakışlarını sakınıp çevirsinler! Mahrem yerlerini korusunlar! Açıkta olan kısmı hariç zinetlerini açığa vurmasınlar! Örtülerini göğüslerine örtsünler!

Kadınlara zinet yerlerini sergilememeleri emrediliyor.

Bir kadının zinet yerlerine en iyi kendisi karar verir. Kadın saçlarını, bileğini zinet olarak görüyorsa oralarını örter. Bacaklarını zinet olarak görüyorsa orasını örter.

Burada kadının kendi özgür iradesine bırakmak gerekiyor. Çünkü zorla yaptırdığınız bir şeyde o kadın nasıl samimiyet ibadetini yapacak?

24:31 Kadın Müminler’e de söyle; bakışlarını sakınıp çevirsinler! Mahrem yerlerini korusunlar! Açıkta olan kısmı hariç zinetlerini açığa vurmasınlar! Örtülerini göğüslerine örtsünler!

Zinet ifadesinden sonra göğüs geliyor. Cahiliye toplumuna kadınların göğüslerinin zinet olduğu, değerli olduğu öğretiliyor.

Kuran’ın indiği toplumu düşünmelisiniz. Kuran aklı başında, ileri bir topluma inmedi. Böylesine geri kalmış bir toplumu medeniyet ile tanıştırdı. Kadınlar modern hale geldi. Umursanmayan, diri diri gömülen kadınlar; modern ve değerli hale getirildi.

24:31 Kadın Müminler’e de söyle; bakışlarını sakınıp çevirsinler! Mahrem yerlerini korusunlar! Açıkta olan kısmı hariç zinetlerini açığa vurmasınlar! Örtülerini göğüslerine örtsünler!

Ayet devam ediyor.

Kadınların zinet olarak belirledikleri yerlerini çekinmeden açabilecekleri kişiler listeleniyor.

Burada da kadının özgür bırakılması gerekiyor.

Söyler misiniz, hangi yobaz bu ayeti uygulayabilir? Mahrem yerlerini örten bir kadının bunun dışındaki bütün zinet yerlerini bu kişilerin yanında açmasına Kuran izin veriyor. Şimdi Kuran’a da mı karşı geleceksiniz, ey yobazlar.

24:31 Zinetlerini, cezbedici güzelliklerini yalnızca kocalarının, babalarının, kocalarının babalarının, oğullarının, kocalarının oğullarının, erkek kardeşlerinin, erkek kardeşlerinin oğullarının, kız kardeşlerinin oğullarının, hemcinsleri olan kadınların, meşru şekilde sahip oldukları, üzerlerinde meşru hakları ve otoriteleri, kendileriyle düzgün insani münasebetleri olan cariyelerin, kadına ihtiyacı kalmamış cinsi güçten düşmüş erkek hizmetkarların, yahut henüz kadınların mahrem yerleriyle ilgilenmeyen, farkında da olmayan çocukların yanında açabilirler.

Ayet devam ediyor.

Kadınlar zinet olarak belirleyip örttükleri yerlerini belli etmek için dikkat çekici hareketler yapması yasaklanıyor.

Çünkü hiç samimi değil. Bir kadın zaten zinet olarak belirlediği yerini örttükten sonra o yerlerinin anlaşılmasını istemesi.

24:31 Gizlemekte oldukları zinetleri, güzellikleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar.

Burada konunun yine samimiyet olduğunu anlamalısınız.

Samimiyetsiz bir kadın, zinet olacak yerleri için “Bu yerim zinet değil, açabilirim.” dememelidir. Ama bir kadın böyle bir karar aldığında ona hiç kimse karışamaz. Samimiyet, Allah ile o kadının arasındadır. O kadının sonsuz hayatını ilgilendirir.

Kadınlar özgür bırakıldığında, zaten her kadın diğer kadından daha değerli olmak isteyecektir. Böyle bir toplumda yaşlı bir kadın kollarını zinet olarak görmediğinde örtmeyecektir. Genç bir kadın kollarını değerli gördüğü için toplum içerisinde örtmeyi tercih edecektir.

Kadınlara giyim dersi veren bu erkekler, istediği tişörtü alıp giyip sokağa fırlayabiliyor. Bu kişinin akıl düzeyi nedir sizce?

Estetiğin, sanatın, güzelliğin kaynağı olan kadınlara giyim konusunda akıl verme görevini bu kişilere kim verdi?

Bir kadın, kendi sonsuz hayatını herkesten daha iyi düşünür. Bir kadın örtmediği bir yerini demek ki zinet olarak görmüyor. Bu durum kimi ilgilendirebilir.

Eğer bu değer algısında bir toplum oluşturulursa, kadınlar özgürce, Allah’ın emrini uygulamayı kalpten istediği için samimi olarak zinet yerlerini belirleyip örteceklerdir.

Allah’ın Kuran’da kadınların vücutların her yeri için zinet(güzellik) kelimesini kullanmasını anlamalısınız.

Kadınlar dünyanın en güzel varlıklarıdır. Şeytan ise Allah’ı hatırlatacak bütün güzelliklere karşıdır. Kediye, kuşa, çiçeğe de karşıdır.

Şeytan, kadın güzelliğini sindirmeyi başardığı toplumlarda homoseksüelliği yaygınlaştırır.

Kadınlar giyim konusunda, yaşam konusunda özgür bırakılır. Onlar, herkesten daha çok kendisi için doğru olanı uygulamak ister. Hele ki bir erkekten çok çok daha iyi bilir. Erkekler de onun kararına saygı gösterirler, saygıda kusur etmezler, hürmette kusur etmezler. Herkes kendi sonsuz hayatı için çabalar.

Kuran Okuyanın Bütün Hayatı Allah Rızası İçin Oluyor

Bir şeyin haram olduğuna inanmanız onu sizin için haram yapar.

O yaptığınız şeye haram diyerek yaparsanız haram işlemiş olursunuz.

Yakup Peygamber bazı yiyecekleri kendisine haram kılıyor:

3:93 Tevrat indirilmeden önce Yakup’un kendine haram kıldıklarının dışındaki bütün yiyecekler İsrailoğullarına helaldi. De ki: “Eğer doğru sözlü iseniz getirin Tevrat’ı da okuyun.”

Kadınları, her hareketlerinin haram olduğuna ikna ediyorlar!

1 Haram

Başörtüsü takmayan bir kadına, “Başörtüsü farz” diyorlar. Oysa farz değil ama o araştırmadan haram işlediğini düşünüyor.

2 Haram

Müzik dinlemenin dinde haram olduğunu söylüyorlar. Kadın haram olduğunu kabul ediyor ama müzik dinlemeye devam ediyor.

3 Haram

Kadın, erkek arkadaşıyla gezmek, sohbet etmek istiyor ama bunun haram olduğuna ikna ediyorlar. Kadın erkek arkadaşıyla buluşuyor ama haram olduğunu kabul ediyor.

4 Haram

Makyaj yapıyor, bunun dinen haram olduğu söyleniyor. Bunu kabul ediyor ama makyaj yapmaya devam ediyor.

Yaptığı her şey Kuran’a göre helal olmasına rağmen kadın haram bataklığına battığını düşünüyor.

Nasıl olsa bir sürü haram işledim, diye düşünen kadın, içki de haram onu da yapsam ne fark edecek, zina da haram onu da yapsam ne değişecek diyerek, haram bataklığına batıyor.

Bütün Gün Allah’ın Rızasına Dönüşüyor

Oysa bu kadın, Kuran okumuş olsaydı, yaptığı hiçbir şeyden mahrum kalmayacaktı. Kuran’ın geniş helal dairesinde özgürce yaşayacaktı.

Kuran okuyan kadın için bütün günü Allah rızası için yaşamaya dönüşüyor.

Zaten yaşadığı normal bir gün haramlardan değil helallerden oluştuğunu farkediyor.

Müzik dinlediğinde helal olduğunu biliyor. Allah’ın notalarla oluşturduğu ahenkli seslere hayranlık duyarak Allah’a şükrediyor.

Makyajını yapıp aynaya bakıyor. Allah’ın onu süslemesine hayran olup Allah’a secde ediyor, şükür ediyor, çok sevdiğini söylüyor.

Erkek arkadaşıyla haram münasebette bulunmadan, dolaşıyor, eğleniyor. Allah’ın sevgisini arkadaş vesilesiyle ona gösterdiğini anlayıp Allah’a şükrediyor.

Mutlu olması, gülmesinin Kuran’a göre ibadet olduğunu öğreniyor. Güldüğünde Allah’ın güldürdüğünü, onu güldüren Allah’ın onu çok sevdiğini hatırlıyor ve Allah’a şükrediyor.

53:43 O güldürür, ağlatır

Allah küfrün az gülmesini çok ağlamasını söyler. Müslüman bunun tam tersinin kendisinde tecelli etmesini ister. Çok mutlu olmayı, az ağlamayı isteriz Allah’tan.

9:82 Münafıklar(haram olduğuna inandığı halde ikiyüzlüce o fiili yapanlar) az gülsünler, çok ağlasınlar.

İşte böylece Kuran’ı öğrenen bir kişinin bütün eylemleri Allah’ın rızası için yapılmış oluyor.

Gülmesi, müzik dinlemesi, arkadaşıyla gezmesi, sevmesi, sevilmesi, kendini geliştirmesi, çalışması…

Çünkü her davranışında, “Bu yaptığım Kuran’a uygun mu?” diyerek yapması o yaptığı şeyi ibadete dönüştürecektir.

Örneğin bir kadın, erkek arkadaşıyla buluştuğunda, çirkin sohbetler etmesi Kuran’a uygun değildir. Ama bunun dışında özgürce sohbet edebilir. Bunu bilerek yaptığında Allah’ın rızası için yapmış olur.

2:235 İslami kurallarla örtüşen örfe uygun konuşmanızda bir sakınca yoktur.

Allah’ı Yandan İdare Etme Samimiyetsizliği

“24 saatinin 30 dakikasını Allah’a ayır.” diyorlar.

Ben de diyorum ki, 24 saatinin 24 saatini Allah’a ayır. Uykun bile ibadet olsun. Allah’a şükrederek uyu; güzel, eğitici rüyalar görmeyi iste Allah’tan.

Bakın, Allah’ı yandan idare etmek hiç saygıya uygun değil. Allah bunun için yaratmadı.

“Okuluma gideyim, işime bakayım, evleneyim, Allah’ın rızasını da bir yandan idare edeyim.” bu çok yanlış bir düşüncedir.

Siz vaktinizin bir kısmını dünyaya bir kısmını Allah’a ayırdığınızı düşünüyorsanız; Allah, Allah’a ayırdığınız bölümü de size iade ediyor. Yani, Allah böyle bir saygıyı kabul etmiyor.(6:136)

Allah, en çok sevilmeyi istiyor. Rabbimiz Allah kıskanç olduğunu bildiriyor. Kaldı ki 24 saatin 30 dakikası değil 12 saati değil 23 saatini Allah’a, 1 saatini kendinize ayırsanız, Allah bunu da kabul etmiyor.(6:136)

24 saatin hepsini Allah’a vermek istiyorsanız. 24 saati de Kuran’a uygun yaşamalısınız. Bunun bilincinde olmaktan bahsediyorum. Fazladan hiçbir yük yüklenmiyor.

Kuran’daki Haramlar Dışında Her Şey Helaldir

Allah, Kuran’da helal ve haramları belirtmiştir. Bunların dışında hiç kimse “Allah bunu da haram kıldı.” diyemez.

16:116 Kendi dillerinizin uydurmasıyla Allah’a iftira ederek, “Bu helaldir, şu haramdır” demeyin. Çünkü Allah’a karşı yalan düzenler asla kurtuluşa erişemezler.

Allah, haramları Kuran’da belirtmiştir. Kuran’da belirtilenler dışında; temiz yiyeceklerden, altın takılardan, ipek giysilerden ve bütün temiz güzel nimetlerden hiç birisi haram değildir.

7:32 De ki: Allah’ın kulları için yarattığı güzellikleri, süsleri ve rızıkların iyisini, temizini kim haram etti? De ki: Bunlar dünya hayatında iman edenlerindir. Kıyamet gününde ise sadece inananlarındır. Anlama ve kavrama yeteneği olan insanlar için bu mesajları biz böyle apaçık dile getiriyoruz.

Kuran’dan sorguya çekileceğiz.

43:43 Sen, sana vahyedilene sımsıkı sarıl! Şüphesiz sen dosdoğru yoldasın.
43:44 Doğrusu o Kuran, senin için de, toplumun için de bir öğüttür ve siz ondan sorguya çekileceksiniz.

Allah’ın söylemediği bir şeyi “bunu yapmak haram” demek Allah’ın hükmüne ortak koşmaktır.

Allah, haramları Kuran’da bildirmiştir. Bunun dışında “şu da haram” demek “Allah Kuran’a bunu eklemeyi unutmuş bu da haram” demek Allah’a iftiradır.

6:138 Yine kendi zanlarınca: “Bunlar dokunulmaz ekinler ve hayvanlardır. Bunları bizim istediğimizden başkası yiyemez. Bunlar da sırtlarına binilmesi haram hayvanlardır.” dediler. Allah’a iftirada bulunarak bazı hayvanların üzerlerine de Allah’ın adını anmazlar. Allah onları iftira etmelerinden dolayı cezalandıracaktır.

Bugün de bazı kişiler, “Bu kadınlara helal, erkeklere haram” şeklinde Allah’ın söylemediği hükümler koyuyorlar. Ör. Altın takı

6:139 Ve şu hayvanların karınlarındaki yavrular, yalnız erkeklerimize helal, kadınlarımıza haram; ölü doğarsa erkek de ortak, kadın da dediler. Bu çeşit sözleri yüzünden cezalarını yakında verecek. Şüphe yok ki o, hüküm ve hikmet sahibidir, her şeyi bilir.

Allah’ın bildirdikleri dışında, bilgisizce başka haramlar koyamazsınız.

6:140 Allah’a boş yere iftirada bulunarak Allah’ın verdiği rızıkları haram sayanlar, zarara uğramışlar, mahrumiyet içinde kalmışlardır. Şüphesiz ki onlar sapıtmışlardır ve doğru yolu bulamamışlardır.

Allah hükümlerini, gönderdiği Kitap’ta ilan ettiğini bu Kitap’taki hükümlerden başka hüküm maddeleri aranmaması gerektiğini söylüyor.

6:114 Allah size, Kitap’ı ayrıntılı açıklanmış olarak indirdiği halde, ondan başka bir hüküm koyucu mu arayayım?

O Zaman Uranyum İçmek Helal Mi?

Aklını kullanmak farz.

8:22 Allah katında canlıların en kötüsü bir şeye akıl erdiremeyen sağır ve dilsizlerdir.
21:10 Şüphesiz size, hayatınız için gerekli bütün bilgi ve uyarılar içinde olan bir kitap indirdik. Aklınızı kullanacak mısınız?

Bu tür mantık oyunlarıyla bir Müslümanı Kuran dışında haramlara ikna edemezsiniz.

Detay için “Allah’tan başka hüküm koyucu yoktur.” yazısını okuyabilirsiniz.

Kuran’ı Okumayanları Kandırıyorlar

Kuran’dan habersiz olan kişiler, her şeyin haram olduğuna ikna ediliyorlar.

Bu kişiler her yaptığının haram olduğunu kabul ederek yapmaya devam ediyorlar.

Şeytan, peygamberlerin sözlerine sapma unsurları ekliyor:

22:52 Biz senden önce, hiçbir elçi veya peygamber göndermedik ki, o bir dilek ve arzuda bulunduğu zaman şeytan onun dileğine bir kuşku veya sapma unsuru bırakmış olmasın.

Kuran okumayan bir kişiye, Muhammed Peygamber böyle söylemiş diyerek, Kuran’a aykırı şeylere inandırabiliyorlar.

Oysa o kişi Kuran okumuş olsaydı, “Bu söylediklerin Kuran’a aykırı.” diyerek o kişiyi reddedebilirdi.

Kuran okumayan kişiler, cahilce her söyleneni kabul etmesi, bütün bir hayatını harama dönüştürüyor. Cahilliği onun sonu oluyor.

Detay için, “Muhammed Peygamber Döneminin Yöneticisidir Emir ve Hükümler Vermiştir Ama Bunlar Allah’ın Hükümleri Gibi Hükümler Değildir” yazısını okuyabilirsiniz.

Din Adına Kadınlara Yapılan Hakaretler

Kuran okuyan kişi bir sözün Kuran’a uygun olup olmadığını hemen anlar.

Ona birisi, “Dine göre bu böyle.” dediğinde “Bu söylediklerin Kuran’a aykırı.” diyebilir. Kuran esastır. Kuran’a uymak kurtuluş için yeterlidir.

Muhammed Peygambere atılan bu iftiraları kabul etmez. Kadına Kuran’a uygun değer verir.

Muhammed Peygamberin sözlerini aktaran en güvenilir kaynaklarda kadınlarla ilgili iftira sözler:

“Çok lanet ediyor ve kocalarınıza karşı nankörlük ediyorsunuz. Aklı başında bir erkeğin aklını sizin kadar çelebilen aklı ve dini eksik başka bir varlık görmedim.”

Müslim, İman, 34/132; İbni Mace, Fiten 19/4003
“Eğer bir kimsenin bir kimseye secde etmesini emretseydim, erkeklerin kadınlar üzerinde olan haklarından dolayı kadınların erkeklere secde etmelerini emrederdim.”

Tirmizi, Rada, 10/1159; Ebu Davud, Nikah 40/2140 Ahmed b. Hanbel, Müsned VI, 76; İbn Mace, Nikah 4/1852
“Kocanın vücudu irin ile kaplı dahi olsa ve karısı onu yalayarak temizlese yine de kocasının hakkını ödemiş olmaz.”

İbni Hacer El Heytemi 2/121 Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 239
“Kadınların dinleri ve akılları eksiktir.”

Buhârî, Hayz 6, Zekat 44, İman 21, Küsûf 9, Nikah 88; Müslim, Küsûf 17, (907), İman 132, (79); Nesâî, Küsuf 17, (3, 147); Muvatta, Küsuf 2, (1, 187)
“Çünkü sizler ötekine berikine çokça lanet eder, kocalarınıza karşı nankörlükte bulunursunuz. Ne gariptir ki, kendine hakim akıllı ve dinine bağlı bir kimsenin aklını, sizin kadar eksik dinli hiçbir kimsenin çelebildiğini görmedim.”

Buhârî, Hayz 6, Zekat 44, İman 21, Küsûf 9, Nikah 88; Müslim, Küsûf 17, (907), İman 132, (79); Nesâî, Küsuf 17, (3, 147); Muvatta, Küsuf 2, (1, 187)
“Mümin / imanlı bir kadının durumu, siyah kargalar arasında bulunan ve ne ikincisi ne de benzeri olmayan bir alacakarga gibidir.”

Mecmau’z-zevaid, 4/274
“Ey kadınlar topluluğu! Sadaka veriniz ve çok istiğfar ediniz. Çünkü ben Cehennem halkının çoğunun sizler olduğunu gördüm.”

Müslim, İman, 34/132 İbn Mace, Fiten 19/4003
“Namazı bozan şeyler kara köpek, eşek, domuz ve kadındır.”

Sahihi Müslim, Salat 265; Tirmizi Salat 253/338 Ebu Davud, Salat, 110/720
“Uğursuzluk üç şeyde vardır: Kadında, evde ve atta.”

Ebu Davud, Tıb, 24/3922; Müslim, Selam, 34/115 Buhari, Nikah, 17/4805
“Kadınlar kaburga kemiğinden yaratılmıştır, onları düzeltmeye uğraşmayın. Onlardan eğrilikleriyle yararlanın.”

Müslim, Reda 64; Nesai, Nikah 15; Ahmed b. Hanbel, II/168,
Buharî, Nikâh 79, Enbiya 1, Edeb 31, 85, Rikâk 23; Müslim, Radâ 65, (1468); Tirmizî, Talâk 12, (1188)

Evrimcilerde aynı üslupta kadına hakaret ediyorlar. “Evrimcilerin Kadına Hakaretlerini” okuyabilirsiniz.

Muhammed Peygamber’in Kadın Sevgisi

Kadınların çoğu akıllı erkek bulamamaktan muzdariptir.

Muhammed Peygamber döneminde kadınların Muhammed Peygamber ile evlenmek istemesini anlamak zor olmasa gerek.

Çünkü, Alemlerin Rabbine delice aşık olan bir insan O’nun yarattığı en güzel varlık olan kadınlara da aşık olacağı kesin değil mi?

Bunu bilen akıllı bir kadın, Muhammed Peygamberden başka kiminle evlenmek istesin? Bu durumu anlayamayan erkekler Muhammed Peygambere düşman oldular. “Çok fazla kadınla evlenmiş.” dediler.

Ama günümüzde de görüyoruz ki, kadınlar akılsız gördükleri erkekleri canı pahasına istemiyorlar. Kuran’da Firavunun karısının bütün imkanlarına rağmen Firavundan tiksindiği bildiriliyor. (66:11)

Allah’ı sevmeyen bu kişiler, kadını köpek benzeri bir canlı olarak gören bu kişiler, kadına karşı heyecan duyamadıkları için o yönde güçleri de olmuyor. Kadın sevgisini bilmeyen bu kişilerin tamamına yakını gizli homoseksüeldir.

DİKKAT!

Evrime inanan kadınlar nasıl ki, “aşağı ırk olduğunu, maymuna daha yakın bir canlı olduğunu” kabul ediyorlar ve evrimci erkeklere hayranlık duyuyorlarsa;

Bugün Kuran okumayan dindar kadınlar da, “kadınların cehennem halkının çoğunluğu olduğunu, kadınların aklının ve dininin eksik olduğunu” kabul ediyorlar ve bu hadislere inanan dinci erkeklere hayranlık duyuyorlar.

O modern şekline aldandığınız dinci erkekler bu hadisleri kabul ediyorlar.

Kuran ile beraber bu hadisleri kabul etmenin farz olduğunu düşünüyorlar. Bu hadisleri inkar etmenin dinden çıkardığını söylüyorlar.

Onlara bu hadisleri sorun, kadına verdikleri değeri öyle anlayın.