İklim Değişikliği İnsan Kaynaklı Değildir

Çocukluğunuzdan beri size sinsice yapılan “Küresel Isınma” telkinlerini düşünün. Şeytanın bütün insanlığa kurduğu sinsi şirk tuzağını öğrenin.

“İnsan Kaynaklı İklim Değişikliği” Söylemi

İklim değişikliği konusunda asıl vurgu “insan kaynaklı” olması noktasına yapılıyor.

İnsan kaynaklı olduğuna delil olarak, insanların karbon salınımına sebep olmaları ve karbon salınımının sıcaklığı artırdığını söylüyorlar.

Oysa bilimsel veriler karbon salınımı ve sıcaklık arasında bir ilişki olmadığı kanıtlanıyor. (bkz. İnsanlar İklim Felaketini Durduramazlar)

Jeolojik geçmişteki CO2 seviyesinin günümüzdeki 420 ppm seviyesinden çok daha yüksek olduğunu gösteren diyagram. Kaynak: 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9

Bu durum şuna benziyor:

Bir sabah uyanıyoruz ve yer çekimi kanunlarının değiştiğini görüyoruz. Eşyalar yere daha yavaş düşmeye başlıyor. Bu durum Allah’ın varlığının açık bir ispatıdır. Çünkü bu kanunları kontrol eden bir güce işaret edecektir.

İnsanlar bu değişim için bir sebep bulmaya çalışıyorlar. Sonra, şöyle açıklamalar yapılıyor:

“Bulduk! Yer çekimini insanlar değiştirdi!”

“Yer çekimi insanların termosfer katmanına çok fazla uydu fırlatmaları sonucunda değişti!”

“İnsan kaynaklı yer çekimi değişimine karşı yeni tedbirler!”

“İnsan kaynaklı yer çekimi değişimi için yeni bakanlık kurulacak. Çevre ve Yer Çekimi Değişikliği Bakanlığı”

“İnsan kaynaklı yer çekimi değişikliği bilinci oluşturmak için okullarda öğrenciler bilgilendirildi.”

İşte bugün olan bundan farksız bir durumdur. İklimin değiştiğini gören insanlık zahiri(görünen) dışında bir şeyi görmekten o kadar aciz ki dünya tersine dönse bir açıklama getirecek derecede batini bakıştan yoksunlar.

İklimin değiştiğini gördük ama bakıyoruz ki; sıcaklık ile CO2 eğilimleri arasında bir ilişki olmadığı bilimsel bir gerçek (Kaynak: 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9), güneş aynı güneş, atmosfer aynı atmosfer ama bu iklim neden değişiyor?

Diyelim ki, güneşin yaklaştığını söylemiş olsak; bu durumda iki seçenek kalır geriye:

Birincisi: Güneş kendi kendine hareket eden canlıdır, öyleyse güneşe “Sen bizim tanrımızsın lütfen bizi yok etme.” diyerek tapınalım.

İkincisi: Güneş cansızdır, bu durumda onu hareket ettiren bir güç vardır. Öyleyse her şeyin kontrolünü elinde bulunduran güce tapınalım.

İşte Allah’ın özel olarak ahmak yarattığı şeytan ahmağının hileleri bütün Adem nesilleri boyunca aynı olmuştur.

4:76 Şeytanın hile ve tuzakları kesinlikle zayıftır.
27:24 O’nu da, halkını da, Allah’ı bırakıp güneşe tapındıklarını gördüm. Şeytan onlara, bu yaptıklarını güzel ve iyi gösterip, kendilerini Allah’ın yolundan çevirmiş.

Şimdi durum bundan daha vahimdir. Allah’a şirk koştukları şey, alenen hiçbir gücü olmayan “insan”, insanın kendisinin iklimi değiştirdiklerine inanıyorlar.

79:24 (Firavun) “Ben sizin en yüce Rabbinizim!” dedi.

Güneşin, bir tek insanın veya insan topluluğunun ortak koşulması farksızdır.

“İnsan Kaynaklı” Vurgusu

Kaynak: 1
Kaynak: 1
“Küresel iklim değişikliği insan kaynaklıdır: artık bizler doğanın baskın gücüyüz. Yaşadığımız çağ, jeolojik olarak Antroposen “İnsanların Çağı” olarak adlandırılmaktadır. Türümüz, yeryüzünün bakıcısı ve kahyası olmasına rağmen, yeryüzünde bildiğimiz yaşamı tehdit eden yolsuzlukların ve yıkımın sorumlusu olmuştur.” Kaynak: 1
İslam İklim Değişikliği Deklarasyonu
“İlahi düzenin sadece küçük bir parçasıyız. Ancak, yine de bu düzende istisnai bir güce sahibiz.” Kaynak: 1
İslam İklim Değişikliği Deklarasyonu
İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmak, küresel toplumun karşı karşıya olduğu en ciddi ve acil zorluklardan biridir. Springer Kaynak: 1
“Avrupa bir iklim suçlusu arıyor. Kuşkusuz, hiçbir Tanrı eylemi, mevsimsel düzene, yaygın kuraklık, yoğun yağış ve soğuk, fırtınalı bahar üretecek kadar yıkıcı olamazdı.” The Guardian, 1 Ağustos 1978 Kaynak: 1
WMO Genel Sekreter Yardımcısı Ko Barrett, “El Niño Güney Salınımı (ENSO) gibi doğal olarak meydana gelen iklim olayları artık insan kaynaklı iklim değişikliği bağlamında gerçekleşiyor.”
WMO Kaynak: 1

“İnsan Kaynaklı” vurgusu olmasaydı ne fark ederdi:

İklim değişikliğine karşı alınan tedbirler; ağaç dikmek, sıfır atık, temiz hava üzerine çalışmalardan ibarettir ve bunların hiçbirisi kötü şeyler değildir.

Örneğin, Firavun zamanında yapılar inşa ediliyor, çevre çalışmaları yapılıyor. Şimdi “Firavun tanrı değildir” demek yasak ama bunu söylemek diğer faaliyetlere karşı çıkmak anlamına gelmiyor. Musa da ona sadece Allah’a kulluk edelim diyor.

Örneğin; İbrahim, Nemrut’un faaliyetlerine değil taştan putları Allah’a ortak koşmasına karşı çıkıyor. Sadece Allah’a kulluk edelim diyor.

Bu durum şuna benziyor:

Bir sabah yer çekiminin değiştiğini görüyoruz. Eşyalar yere daha yavaş düşüyor. Bu durumun insan kaynaklı olduğu söyleniyor. Bu duruma karşı tedbirler alındığı açıklanıyor.

Yer çekimi değişikliğine karşı, yeni yerçekimine uygun; sokak düzenlemeleri, eşyalar, uyarı levhaları yapılıyor.

Bu durumda yer çekimi değişikliği “insan kaynaklı” demek bize ne gibi bir avantaj sağlıyor? Sadece Allah’a ortak koşmak dışında hiçbir katkı sağlamıyor.

İklim değişikliği “insan kaynaklı” demek de çözüm sürecine ne gibi fayda sağlıyor? Yine ağaçlandırma yapmayacak mıyız? Yine temiz hava sağlamayacak mıyız? Yine denizleri temiz tutmayacak mıyız? Yine çevreyi temiz tutmayacak mıyız? Yine israftan kaçınıp geri dönüşüm sağlamayacak mıyız?

Bunları yapmanın karbon salınımını azaltacağı doğru, karbon salınımı azalınca iklimin değişeceği yanlış. (bkz. İnsanlar İklim Felaketini Durduramazlar)

“İnsan kaynaklı” olduğuna insanları ikna etmek bunu söylemek dışında sürece ne gibi bir katkı sağlıyor? İnsanları bunları yapmaya ikna etmeye fayda sağlıyorsa bunu Allah’a iman ettirerek yaptırmak daha doğru değil mi?

Eski Toplumlardaki İklim Tanrıları

Eski toplumlardaki hava tanrılarına bakabilirsiniz: 1

İnsanlık tarihinde her dönem hava, fırtına, gök gürültüsü, yıldırım, yağmur, güneş, deprem… tanrılarına tapınılmıştır.

Günümüzde ise yeni bir tanrı modelinde “iklim tanrısı” uydurulmuştur. Geçmişten beri uydurulan bütün tanrılar çeşit çeşittir. Kimisi taştan, kimisi soyut, kimisi somut, kimisi bir kral, kimisi bir grup kahin, kimisi dünyadaki insanların hepsi…

“İnsanların bizzat kendilerinin işledikleri yüzünden, karada ve denizde çürüme ve bozulma başladı.” Ayetinin Açıklaması

Eski İklim Değişikliği Bakanı Özhaseki,

“Bu sorun insan kaynaklı. İklim değişikliği de bir gerçek. Bir ayette, “İnsanların işledikleri kötülükler yüzünden karada ve denizde karışıklıklar ortaya çıktı. Düzen bozuldu böylece Allah belki doğru yola dönerler diye yaptıklarının sonuçlarını onlara gösteriyor” deniyor. Çok ibret verici bir ayet”

Kaynak: 1

Ayet şöyledir:

30:41 İnsanların kendi ellerinin kazandığı dolayısıyla, karada ve denizde fesad ortaya çıktı. Umulur ki, dönerler diye (Allah) onlara yaptıklarının bir kısmını kendilerine taddırmaktadır.

Örneğin, Musa zamanında Firavun halkının başına gelen şeyler onların ellerinin yaptıkları şeylerin karşılığıysa, bunlar dünyevi faaliyetleri değil Allah’a karşı olan tutumları yüzündendir.

7:133 Biz ayrı ayrı alametler olarak üzerlerine tufan, çekirge, haşarat, kurbağalar ve kan gönderdik. Ama onlar yine büyüklük tasladılar ve suçlular toplumu oldular.

Yine helak olan kavimlerin hepsinin başlarına gelen şeyler dünyevi maddesel; karbon, azot, sera gazları gibi şeyler yüzünden değil Allah’a karşı takındıkları kibirli tutumları yüzündendir.

Yine Nuh tufanının sebebi insanların elleriyle yaptıkları maddesel işler, havaya saldıkları gazlar gibi sebeplerden değil Allah’a karşı tutumları yüzündendir.

Yani ayetteki “insanların elleriyle kazandıkları” ifadesi yaptıkları sanayii, hayvancılık, tarım faaliyetlerini değil Allah’a karşı kibirli tutumlarını ifade ediyor.

Bugün de insanlar “Biz iklimi kontrol edebiliriz” kibrini takındılar ve iklim kaynaklı; yangınlar, seller, kasırgalar ile yüzleştiler. İşte yaptıklarının bir kısmını Allah böylece tattırmış oldu.

“İklim değişikliğinin mevcut hızı sürdürülemez ve yeryüzünün dengesi (mizan)ı yok olabilir.” Kaynak: 1
İslam İklim Değişikliği Deklarasyonu

Davud Peygamber, Musa Peygamber, Muhammed Peygamber, Eyüp Peygamber hayvancılıkla uğraşmışlardır.

İklim değişikliğinde önemli bir payı hayvancılığa veriyorsunuz.

Yani sizler; Davud, Musa, Muhammed, Eyüp gibi peygamberlerin yeryüzünün mizanını bozacak şeye ellerinin kazandıklarıyla destek verdiklerini söylemiş oluyorsunuz.

Yani, “İnsanların işledikleri kötülükler yüzünden karada ve denizde karışıklıklar ortaya çıktı.Kaynak: 1 ifadesini iklim felaketine delil saymasına diyorum ki; eğer hayvancılık insanın işlediği bir kötülük ise bunu Ülü’l-azm peygamberler de yapmışlardır. Yani Ülü’l-azm peygamberler kötülük mü işlemişlerdir? Demek ki insanların “elleriyle kazandıkları” ile “yeryüzünde fesad çıkması” insanların yaptıkları işlerle alakalı değil.

“Elleriyle kazandıkları” şeyler Allah’a karşı kötü düşünceleridir, Allah’a karşı büyüklenmeleridir. Şimdi “insan kaynaklı iklim değişikliği” savunucuları; fırtınayı, soğuğu, sıcağı, yağışı, seli, kuraklığı, sert kışı velhasıl bütün iklimi insan yönetiyor diyor.

Peki, şimdi başlarına gelecek kurak havada sebepli yangınlar, bol yağış sebepli seller, sert kışlar ve bütün iklim kaynaklı felaketlerin sebebi bu düşünceniz. Evet, bunları şimdi Allah yaratıyor ama şimdi hangi yüzle Allah’a dua edeceksiniz? Çünkü siz insan kontrol ediyor dediniz. Allah daha fazla iklim kaynaklı felaket yaşattığında Allah olmadan bu felaketlerle uğraşıp duracaksınız. Büyük uğursuzluğa doğru koşuyor dünya.


48:6 “Allah; hakkında kötü zanda bulunan münafık erkeklere ve kadınlara, müşrik erkek ve kadınlara azap etsin. Kötü zanları onların başlarına gelsin. Allah, onlara kızdı ve onları lanetledi. Ve onlar için Cehennem’i hazırladı. Ne kötü bir varış yeri.”

Böylece “insan kaynaklı iklim felaketi” zannı besleyenlerin başlarına tam da zannettikleri şeyler gelmektedir. Tüm dünya Allah’a karşı besledikleri bu kötü zannın uğursuzluğunu çekmektedir.

54:4 “Andolsun ki, onlara, kötülükten, şirkten vazgeçirecek nice örnek olayların bilgileri gelmiştir.”
54:5 “Bu haberlerin her birinde üstün hikmet vardır; ama uyarmalar fayda vermiyor.”

Ama hangi felaket geldiyse insanlar dikkatini yine Allah dışında şeylere vermişlerdir. Zannettikleri insan kaynaklı iklim felaketi sebepli; yangınlar, seller, fırtınalar… Her biri Allah’a dönmek için büyük uyarılardır. İnsanlar ise “Bu olanlardan hangi yetkili sorumlu.” “Bu olanlar hangi insan yüzünden” “Bu olanlar insan eliyle yapıldı” diyerek Allah’ı görmemekte ısrarcılardır.

Bu durumda “ellerinin kazandıkları” ifadesi Allah’a karşı tutumu ifade eder.

Örneğin, Sebe kavmi “Seyl-ül Arim” yani “Arim seli” ile helak olmuştur. “Arim” kelimesinin anlamı, baraj ya da settir. Yani Sebe kavminin helak olmasının sebebi “elleriyle yaptıkları” baraj yüzünden değil, Allah’a karşı tutumlarıdır. Baraj yapmak sel ile helak olmayı gerektirmez.

Örneğin, Lut kavmi volkanik bir patlamayla helak edildiğinde; bu helak onların sönmüş yanardağın yanına yerleşke kurmaları yüzünden değildir. “Ellerinin kazandıkları” yüzünden ifadesinin Allah’a karşı tutumu ifade ettiğini anlıyoruz.

Bugün de insanların helak olması elleriyle yaptıkları işlerden değil; sanayii, tarım, hayvancılıktan değil, Allah’a karşı tutumları yüzünden olur. Baraj yapmak yok olmayı gerektirmez. Hayvancılık yapmak da yok olmayı gerektirmez. Sönmüş yanardağ eteklerine yerleşke kurmak helak olmayı gerektirmez.

Yani, Sebe kavmi helak olduğunda, “Elleriyle yaptıkları baraj sonlarını getirdi.” denilmesi nasıl hatalı bir söz ise; bugün de, “Hayvancılık dünyanın sonunu getiriyormuş.” denilmesi hatalıdır. Çünkü sizler helak oluşa zahiri bir sebep bulmaya çalışıyorsunuz.

Ama Kuran’a inanıyorsanız eğer bütün helak oluşların sebebi Allah’a karşı tutumun sonucudur. Yani bütün felaketlerin sebebi batınidir. Bu durumda toplantılarınızda Allah’a ne zaman dua edeceksiniz?

Allah barajı yıkmak istediğinde yıkar, yanardağı patlatmak istediğinde patlatır, iklimi bozmak istediğinde bozar. Bu durumdan sadece Allah’a dua ederek kurtulabilirsiniz, tedbir alınsa bile o barajın yıkılmasına engel olunamaz. Şimdi tüm dünya Allah’a secde etmesi dışında tedbir alınarak iklim felaketi durdurulamaz. Karbon salınımı düşürülerek Allah olmadan bu işten kurtuluruz diye düşünmek boşunadır.

Sadece bir kavmin helakinin sebebi Allah’a karşı tutumları iken “yeryüzünün mizanı yok edecek Kaynak: 1 şey insanların ellerinin yaptıkları hayvancılık, tarım ve sanayii mi? Nasıl düşünüyorsunuz sizler?

Trump ABD’yi Paris İklim Anlaşması’ndan çekti

Trump ABD’yi Paris İklim Anlaşması’ndan çekti. (Kaynak: 1)
WMO’dan Trump’a: Paris Anlaşması’na ihtiyaç olduğu açık (Kaynak: 1)
Los Angeles’ın kül olmasına rağmen: Trump’ın ilk icraatı Paris Anlaşması’ndan çekilmek (Kaynak: 1)

Atmosferde Çin gibi ABD gibi yüksek miktarda CO2 salımı yapan ülkeler arasında hiçbir engel yoktur.

ABD, Çin gibi ülkeler Paris İklim Anlaşması’nı umursamazken, bu anlaşma ancak tüm ülkelerin bu politikayı takip etmeye kararlı olması durumunda anlamlı olabilir. Bunun nedeni Dünya Atmosferinin açık bir sistem olmasıdır. (bkz. İnsanlar İklim Felaketini Durduramazlar)

Yine de iklim değişikliğinin “insan kaynaklı” olduğunu söyleyen ülkelerin en az karbon salınımı yapan ülkeler olmaları düşündürüyor.

Adem ve Şeytanın Savaşı

Adem’den bu yana insandan beklenen tek bir şey vardır.

51:56 Ben, cinleri ve insanları sadece bana ibadet etsinler diye yarattım.

Allah’a kul olmak dışında dünyada başka hiçbir şey ama hiçbir şey yoktur. Okul, iş, evlilik, para, duvar yığını evler, alüminyum arabalar asla ama asla yaşamın bir amacı değillerdir.

İnsan mahluku olarak dünyada gözünü açan bu kişiler daha kendisini bilmekten aciz ömürlerini geçirmektedir. Kısacık ömürlerinde, yürümeye başladığı günden ölene kadar yaratılış gayesi dışında her şeyle meşgul olarak ömrünü tüketmiştir.

İnsan için tek gerçek gaye, “Allah’a Kul Olmak” iken şeytan her dönemde insanı Allah’a kulluktan saptırmak için dikkatini dağıtmıştır.

Allah’ı ikinci plana atan insanlar şirk konusu üstüne düşünmemişler bile ve Allah’a çok ortaklar uydurmuşlardır.

4:116 Hiç şüphesiz, Allah, kendisine şirk koşanları bağışlamaz.
34:20 Şeytan, onlar hakkındaki zannını doğru çıkardı. İnananlardan bir grup dışında hepsi ona uydular.

Bakın, güneşin ortak koşulduğu dönemde insanlar bu durumu çok da önemli görmemişler. “İklimi, yaşamı güneş sağlıyor.” demenin Allah’a büyük saygısızlık olduğunu anlamamışlardır. Bugün de insanlık, “İklimi insanlar değiştiriyor, insanlar yeryüzünün kahyası” demişler ve bunu çok da abartılacak bir ortak koşma görmemişlerdir.

Depremler İnsan Kaynaklı Değildir

Alaska’daki HAARP tesisleri

Alaska’da bulunan HAARP’ın (Yüksek-Frekans Aktif Auroral Araştırma Programı) amacı, iyonosferi çözümleyerek radyo iletişim, izleme ve navigasyon için teknolojik iyileştirmeler yapmaktır. Bu istasyondaki İyonosferik Araştırma Aleti (IRI) cihazı yüksek frekans bandında çalışan yüksek güçlü bir radyo vericisidir. HAARP ile ABD Deniz Kuvvetleri ve Hava Kuvvetlerine faydalar sağlamış, iletişim sağlamanın güç olduğu noktalara iletişim ağı kurmuşlardır.

Fırtına ve kasırgaların olduğu ABD’de HAARP için “iklim denetim silahı” söylemleri ortaya çıkmıştır.

Depremlerin olduğu Türkiye’de ise HAARP için “deprem silahı” söylemleri ortaya çıkmıştır.

“Dünya’nın hava sistemlerini bozmak için yapabileceğimiz hiçbir şey yok. HAARP’ın yaydığı güç çok büyük olsa da, bir yıldırım çakmasının gücüyle karşılaştırıldığında çok küçüktür ve her saniyede bu yıldırımlardan 50 ila 100 tane çakıyor. HAARP’ın yoğunluğu çok küçüktür.”

Stanford Üniversitesi’nde elektrik mühendisliği profesörü olan Umran İnan Kaynak: 1

Yani, deprem gibi Allah’ın yaptığı en büyük uyarılardan bir uyarıda bile Allah’ı insanlara unutturmaya çalışıyorlar.

iklim değişse “insan yaptı”,
deprem olsa “haarp yaptı”,
yangın olsa “insan kaynaklı iklim değişikliği yaptı”, 1
sel olsa “insan kaynaklı iklim değişikliği yaptı”, 1
fırtına olsa “insan kaynaklı iklim değişikliği yaptı”, 1
kuraklık, aşırı yağış, soğuk, sıcak… “insan kaynaklı iklim değişikliği yaptı”, 1

Depremler de iklim felaketi de hastalıklar da fırtınalar da yangınlar da hepsi de Allah’ın insanlara ne kadar aciz olduklarını hatırlattığı olaylardır.

Bunca acizliğine rağmen insanların ne kadar kibirli olmaya meraklı olduklarını görüyoruz.

İnsanlık tarihinde her dönem aciz insanlar tanrıcılık oynamaya kalkmışlar ve Allah, haddini bilmeyenlere gerçeği hatırlatmıştır.

35:13 Çekirdek zarına bile hakim olamazlar.
39:62 Her şeyi yaratan Allah’tır. Her şey O’nun tasarruf ve yönetimindedir.
12:106 İnsanların çoğu, ilahlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşarak gizli şirke düşüp başkalarını da otorite kabul ettikleri bir düzen içinde Allah’a sözde iman ediyorlar.
12:106 Ve onların çoğu, başka varlıklara da tanrısal nitelikler yükleyerek Allah’a inanırlar.

İklim Değişikliği ve Su Kıtlığı Üzerine Semud Kavmi Örneği

Semud kavminde kuraklık ve su kıtlığı yaşandığını ve Allah’tan yardım istemek yerine kendi çabalarına güvendikleri görülüyor.

Şuara 26:155 Sâlih ise şöyle dedi: “İşte, mucize bu dişi devedir. Belirli bir gün onun da, sizin de su içme hakkınız vardır.”
Kamer 54:28 Onlara, suyun aralarında paylaştırdığını haber ver! Her biri, kendi içme sırasında gelsin.
Hûd 11:64 “Ey kavmim! İşte bu, sizin için bir mûcize olmak üzere Allah’ın gönderdiği dişi devedir. Onu kendi hâline bırakın, Allah’ın arzında yesin içsin. Sakın ha, ona bir kötülük yapmayın; yoksa çok geçmez, sizi bir azap yakalayıverir.”

Allah’ın herkesin rızkını veren olduğu, bütün canlıların içeceği suyun Allah tarafından özel olarak kontrol edildiği bildiriliyor. Ama onlar Allah’a güvenmiyorlar.

Şuara 26:157 Buna rağmen onlar deveyi kestiler; ama pişman da oldular.

Cumartesi yasağına uymayanların örneğinde de aynı durumu görüyoruz.

Arâf 7:163 Bir de onlara deniz kıyısındaki şehri(n uğradığı sonucu) sor. Hani onlar cumartesi (yasağını çiğneyerek) haddi aşmışlardı. ‘Cumartesi günü iş yapma yasağına uyduklarında’, balıkları onlara açıktan akın akın geliyor, ‘cumartesi günü iş yapma yasağına uymadıklarında’ ise, gelmiyorlardı. İşte biz, fıska sapmaları dolayısıyla onları böyle imtihan ediyorduk.

Allah’ın rızık veren olduğuna samimi olarak iman ettiklerini göstermek için cumartesi günleri elde edecekleri rızık diğer günlerde veriliyor.

Yani Semud kavminde yaşanan su kıtlığının sebebi develerin su içmesi değil o toplumun Allah’a karşı tutumuydu. Cumartesi günü yasağına uymayan toplum da aynı sebeple balıktan yani rızıklarından mahrum bırakılıyorlardı. O günün toplumu nasıl ki su kıtlığına bir sebep buluyorsa, nasıl ki cumartesi yasağına uymayan toplum balıkların gelmeyişine bir sebep buluyorsa durum bugün de aynıdır.

İsrailoğulları’na cumartesi günü bulacakları rızkın diğer günlerde verilmesi de aynı durumdur.

TEVRAT MISIR’DAN ÇIKIŞ 16
4 “Halk her gün gidip günlük ekmeğini toplayacak. Böylece onları sınayacağım: Benim yasama göre yaşıyorlar mı, yaşamıyorlar mı, göreceğim.
5 Altıncı gün her gün topladıklarının iki katını toplayıp hazırlayacaklar.”
16 “RAB’bin buyruğu şudur: ‘Herkes yiyeceği kadar toplasın. Çadırınızdaki her kişi için birer omer alın.’ ”
19 Musa onlara, “Kimse sabaha bir parça bile bırakmasın” dedi.
20 Ama bazıları ona aldırmayıp sabaha bıraktılar. Bıraktıkları kurtlanıp kokmaya başlayınca Musa onlara öfkelendi.
21 Her sabah herkes yiyeceği kadar topluyordu. Güneş ortalığı ısıtınca, yerde kalanlar eriyordu.
22 Altıncı gün kişi başına iki omer , yani iki kat topladılar. Topluluğun önderleri gelip durumu Musa’ya bildirdiler.
23 Musa, “RAB’bin buyruğu şudur” dedi, “ ‘Yarın dinlenme günü, RAB için kutsal Şabat Günü’dür*. Pişireceğinizi pişirin, haşlayacağınızı haşlayın. Artakalanı bir kenara koyun, sabaha kalsın.’ ”
24 Musa’nın buyurduğu gibi artakalanı sabaha bıraktılar. Ne koktu, ne kurtlandı.
25 Musa, “Artakalanı bugün yiyin” dedi, “Çünkü bugün RAB için Şabat Günü’dür. Bugün dışarda ekmek bulamayacaksınız.
26 Altı gün ekmek toplayacaksınız, ama yedinci gün olan Şabat Günü ekmek bulunmayacak.”
27 Yedinci gün bazıları ekmek toplamak için dışarı çıktı, ama hiçbir şey bulamadılar.
28 RAB Musa’ya, “Ne zamana dek buyruklarıma ve yasalarıma uymayı reddedeceksiniz?” dedi,
29 “Size Şabat Günü’nü verdim. Bunun için altıncı gün size iki günlük ekmek veriyorum. Yedinci gün herkes neredeyse orada kalsın, dışarı çıkmasın.”

İnsan kaynaklı iklim değişikliği söylemi ile bağlantılı olan kıtlık, kuraklık, felaketler konusunda Kutsal Yazılarda bize işin doğrusu bildiriliyor.

Cin 72:16 Eğer insanlar ve cinler, İslâm ve iman yolunda hep dosdoğru gitselerdi. Elbette biz onların hepsine bol bol su (rızık) verirdik.

Bu felaketleri Allah’tan bağımsız sayan bir zihniyetin doğru kurtuluşu bulmasının mümkün olmadığını anlıyoruz.

İnsan kaynaklı iklim felaketi söylemi Semud kavmi örneğindeki bir bölgenin su sorununda Allah’ı tanımayan toplumun durumdan çok daha fazla haddi aştığı ortadadır.

Nisâ 4:60 Şunları görmüyor musun? Kendilerinin sana indirilene ve senden önce indirilene inandıklarını ileri sürüyorlar da tağuta inanmamaları kendilerine emrolunduğu halde, tağut önünde muhakemeleşmek istiyorlar. Şeytan da onları bir daha dönemeyecekleri kadar iyice sapıklığa düşürmek istiyor.

İnsan kaynaklı iklim değişikliğinden Allah inkarcılarıyla birlikte Allah olmadan kurtuluş çözümlerinin ise yetersiz olduğunu kendileri itiraf ediyorlar. Bu durum Nuh’un inkarcı oğlunun Allah’ın felaketinden kendi metotlarıyla kurtulma çabasını hatırlatıyor.

Hûd 11:43 Nuh’un oğlu dedi: “ben bir dağın tepesine çıkarım, beni sudan kurtarır.” Nuh dedi: “Bugün Allah’ın esirgediklerinden başkası Onun yargısından kurtulamıyacaktır.” Aralarına bir dalga girdi de Nuh’un oğlu boğuldu gitti.

“İnsan kaynaklı” iklim değişikliği konusunda daha fazla yazı

İnsanlar İklimi Değiştiremezler

İklim felaketi diyen ama Allah demeyenlerin akıbeti

Los Angales Yangınının Sebebi İklim Değişikliği mi?

La Niña Kışını Allah Yaratır