Kuran’da Başörtüsü Ayeti Var Mı?

Nur suresinin 31.ayetinin kadınları giyimde özgür kıldığını ve kadının nasıl giyineceği konusunda tamamen kadının kendi kararına bırakıldığının ispatıdır.

Samimiyetsiz kişilerin söylediklerinin Kuran’da olmadığını göreceksiniz.

Farz olmayan bir şeye farz demek ise toplumu harama batmış bir toplum haline getirir. Çünkü bir davranışın farz olduğuna inanır ama yapmazsanız, bu Allah’a isyankar bir davranış olur.

Yani, insanları olmayan farzlara inandırarak onları haramlara boğulmuş bir insan benliğine sokuyorlar. Şeytanın bu oyununu bozalım. Kuran’da bildirilenlerden başka helal ve haram yoktur. bkz. Allah’tan Başka Hüküm Koyucu Yoktur

Kuran’da Nur:31’deki خُمُرِ (HuMuR) kelimesi “örtü” demekse de bunun “başörtüsü” olduğunu söylüyorlar.

Peki bunun böyle olduğunu kabul ediyoruz. Kuran’da sadece bu ayette “başörtüsü” kelimesi geçiyor.

Şimdi soruyoruz bu kişilere,

24:31 Kadın Müminler’e de söyle; bakışlarını sakınıp çevirsinler! Mahrem yerlerini korusunlar! Açıkta olan kısmı hariç zinetlerini açığa vurmasınlar! Başörtülerini göğüslerine örtsünler!

Nur 31’de “örtü” yerine “başörtüsü” diye çeviriyoruz.

Ve “Başörtülerini göğüslerine örtsünler!” ifadesi ortaya çıkıyor. Bakın, Kuran’ın hiçbir yerinde “başınızı örtün” ifadesi yoktur.

“Burada başörtüsü diyor, çünkü zaten kadınlar başını örtüyordu.” diyorlar.

Peki soruyorum, başını örten bu kadınlara neden göğüslerini örtmesini söylüyor.

Söylediğinize göre kadınların başlarında zaten örtü var ama göğüsleri açık mı?

“Hayır, kadınların göğsü zaten örtülüydü, başörtüleri de vardı, ayet başörtülerini göğüslerine salmasını söylüyor.” mu diyorsunuz?

Bakın, Kuran’ın cahiliye toplumuna indiğini sizler de söylüyorsunuz.

Kuran’ın indiği toplum cahillikte zirve yapmış bir toplumdur. Kadınlardan nefret ediyorlar ve onları diri diri gömüyorlar.

43:17 Kız çocuk müjdelendiği zaman içi öfkeyle dolarak yüzü simsiyah kesilir.
81:8 Diri diri gömülen kıza sorulunca.

Böylesine cahiliye toplumunda “Kadınlara değer veriliyordu, onlara değer verildiği gibi vücutları da kıymetliydi, göğüslerini örtüyorlardı hatta başlarını da örtüyorlardı.” diyorsunuz.

Bugün, geri kalmış kabile toplumlarında çok da değerli görülmeyen kadınlar bu şekilde yaşamaya devam ediyorlar.

Ama siz gelmiş geçmiş en cahiliye toplumunda kadınların zaten muhafazakar giyindiklerini, başörtüsü taktıklarını ama bu ayette başörtülerini göğüslerine salmalarını emrettiğini söylüyorsunuz.

Ayeti çarpıtıyorsunuz, kendinizle çelişiyorsunuz, samimi değilsiniz.

Hadi gelin, bu ayeti en güzel şekilde anlayalım.

1-“Mahrem yerlerini korusunlar!”24:31

Kadınlara mahrem yerlerini korumaları emrediliyor.

Bakın, bir kadının namusunu o kadından daha iyi hiç kimse düşünemez.

Bir erkek de kendi namusunu korumakla ilgili hiçbir sorunu yokmuş gibi kadınlara namus dersi vermeye kalkışamaz.

24:31 Kadın Müminler’e de söyle; bakışlarını sakınıp çevirsinler! Mahrem yerlerini korusunlar! Açıkta olan kısmı hariç zinetlerini açığa vurmasınlar! Örtülerini göğüslerine örtsünler!

2-“Zinetlerini açığa vurmasınlar!”24:31

Kadınlara zinet yerlerini sergilememeleri emrediliyor.

Bir kadının zinet yerlerine en iyi kendisi karar verir. Kadın saçlarını, bileğini zinet olarak görüyorsa oralarını örter. Bacaklarını zinet olarak görüyorsa orasını örter.

Burada kadının kendi özgür iradesine bırakmak gerekiyor. Çünkü zorla yaptırdığınız bir şeyde o kadın nasıl samimiyet ibadetini yapacak?

24:31 Kadın Müminler’e de söyle; bakışlarını sakınıp çevirsinler! Mahrem yerlerini korusunlar! Açıkta olan kısmı hariç zinetlerini açığa vurmasınlar! Örtülerini göğüslerine örtsünler!

3-“Örtülerini göğüslerine örtsünler!”24:31

Zinet ifadesinden sonra göğüs geliyor. Cahiliye toplumuna kadınların göğüslerinin zinet olduğu, değerli olduğu öğretiliyor.

Kuran’ın indiği toplumu düşünmelisiniz. Kuran aklı başında, ileri bir topluma inmedi. Böylesine geri kalmış bir toplumu medeniyet ile tanıştırdı. Kadınlar modern hale geldi. Umursanmayan, diri diri gömülen kadınlar; modern ve değerli hale getirildi.

24:31 Kadın Müminler’e de söyle; bakışlarını sakınıp çevirsinler! Mahrem yerlerini korusunlar! Açıkta olan kısmı hariç zinetlerini açığa vurmasınlar! Örtülerini göğüslerine örtsünler!

Ayet devam ediyor.

Kadınların zinet olarak belirledikleri yerlerini çekinmeden açabilecekleri kişiler listeleniyor.

Burada da kadının özgür bırakılması gerekiyor.

Mahrem yerlerini örten bir kadının bunun dışındaki bütün zinet yerlerini bu kişilerin yanında açmasına Kuran izin veriyor.

24:31 Zinetlerini, cezbedici güzelliklerini yalnızca kocalarının, babalarının, kocalarının babalarının, oğullarının, kocalarının oğullarının, erkek kardeşlerinin, erkek kardeşlerinin oğullarının, kız kardeşlerinin oğullarının, hemcinsleri olan kadınların, meşru şekilde sahip oldukları, üzerlerinde meşru hakları ve otoriteleri, kendileriyle düzgün insani münasebetleri olan cariyelerin, kadına ihtiyacı kalmamış cinsi güçten düşmüş erkek hizmetkarların, yahut henüz kadınların mahrem yerleriyle ilgilenmeyen, farkında da olmayan çocukların yanında açabilirler.

Ayet devam ediyor.

Kadınlar zinet olarak belirleyip örttükleri yerlerini belli etmek için dikkat çekici hareketler yapması yasaklanıyor.

Çünkü hiç samimi değil. Bir kadın zaten zinet olarak belirlediği yerini örttükten sonra o yerlerinin anlaşılmasını istemesi.

24:31 Gizlemekte oldukları zinetleri, güzellikleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar.

Burada konunun yine samimiyet olduğunu anlamalısınız.

Samimiyetsiz bir kadın, zinet olacak yerleri için “Bu yerim zinet değil, açabilirim.” dememelidir. Ama bir kadın böyle bir karar aldığında ona hiç kimse karışamaz. Samimiyet, Allah ile o kadının arasındadır. O kadının sonsuz hayatını ilgilendirir.

Kadınlar özgür bırakıldığında, zaten her kadın diğer kadından daha değerli olmak isteyecektir. Böyle bir toplumda yaşlı bir kadın kollarını zinet olarak görmediğinde örtmeyecektir. Genç bir kadın kollarını değerli gördüğü için toplum içerisinde örtmeyi tercih edecektir.

Kadınlara giyim dersi veren bu erkekler, istediği tişörtü alıp giyip sokağa fırlayabiliyor. Bu kişinin akıl düzeyi nedir sizce?

Estetiğin, sanatın, güzelliğin kaynağı olan kadınlara giyim konusunda akıl verme görevini bu kişilere kim verdi?

Bir kadın, kendi sonsuz hayatını herkesten daha iyi düşünür. Bir kadın örtmediği bir yerini demek ki zinet olarak görmüyor. Bu durum kimi ilgilendirebilir.

Eğer bu değer algısında bir toplum oluşturulursa, kadınlar özgürce, Allah’ın emrini uygulamayı kalpten istediği için samimi olarak zinet yerlerini belirleyip örteceklerdir.

Allah’ın Kuran’da kadınların vücutların her yeri için zinet(güzellik) kelimesini kullanmasını anlamalısınız.

Kadınlar dünyanın en güzel varlıklarıdır. Şeytan ise Allah’ı hatırlatacak bütün güzelliklere karşıdır. Kediye, kuşa, çiçeğe de karşıdır.

Şeytan, kadın güzelliğini sindirmeyi başardığı toplumlarda eşcinselliği yaygınlaştırır.

Kadınlar giyim konusunda, yaşam konusunda özgür bırakılır. Onlar, herkesten daha çok kendisi için doğru olanı uygulamak ister. Hele ki bir erkekten çok çok daha iyi bilir. Erkekler de onun kararına saygı gösterirler, saygıda kusur etmezler, hürmette kusur etmezler. Herkes kendi sonsuz hayatı için çabalar.

Kuran’da kadına verilen yüksek değer ve yüksek özgürlüğü öğrenin. Kuran’da olmayan bir farz ile başörtüsü takmayan kadınları, Allah’ın emrini tutmayan kadınlar olarak ilan edemezsiniz.

Allah Üstü Kapalı Hüküm Vermez

Başörtülerini göğüslerine örtsünler!” ifadesini kabul ettiğimizi düşünelim. Kuran’ın hiçbir yerinde “başınızı örtün” ifadesi yoktur.

24:31 Göğüslerini örtsünler!

Yani, Allah “başörtüsü farz” hükmünü üstü kapalı bir şekilde bildirmiş oluyor. Yani, “Başörtüsünü göğüslerinizin üstüne salın.” diyor ve bizler “Başörtüsünü göğüslere salın diyor yani başımızı örtmemiz emrediliyor.” diye anlamamız gerekiyor.

Oysa Allah bütün hükümlerini net şekilde bildirmiştir. “Faiz haram”, “Namaz kılın”, “Zekat verin”, “Domuz eti haram”, “Mahrem yerlerinizi örtün” gibi net ifadelerle hükümlerini bildirmiştir.

Oysa bağnaz zihniyetin Allah’ın hükümlerini detaylandırmadan kavrayamadığını görüyoruz.

2:67 Hani Musa kavmine: “Allah, bir inek kesmenizi emretmektedir” demişti. Onlar: “Bizimle alay mı ediyorsun!” dediler.
2:68 “Öyleyse bizim adımıza Rabbine dua ederek sor. Bize onun ne olduğunu açıklasın.” dediler.

Bugün de bağnaz zihniyete “Allah zekatı emrediyor” denildiğinde “Tamam ama nasıl vereceğiz ki kaçta kaç verelim” diyerek detay istiyorlar. “Allah namazı emrediyor” denildiğinde “Tamam ama nasıl kılacağız ellerimizi nereye kadar kaldıracağız, nereye bağlayacağız” diyerek detay istiyorlar.

Ama “Örtülerinizi göğüslerinize örtün” ayetini görünce “Anladık başörtüsünü başınıza örtün diyor” diyerek hemen anlayabiliyorlar.

Kuran’dan kesin hüküm harici hükümler çıkarma çabasına girmek yanlıştır.

“Ama başörtüsünü Muhammed Peygamber emretmiştir.” denilebilir.

Detay için, “Muhammed Peygamber Döneminin Yöneticisidir Emir ve Hükümler Vermiştir Ama Bunlar Allah’ın Hükümleri Gibi Hükümler Değildir” yazısını okuyabilirsiniz.

Başörtüsüne farz denildiğine göre bu konudaki hadislere bakabiliriz.

Hz. Aişe (r. anhâ) ilk başörtüsü uygulamasını şöyle anlatır: “Allah ilk muhâcir kadınlara rahmet etsin. Onlar; “Baş örtülerini yakalarının üstüne taksınlar…” (24/Nûr, 31) ayeti inince etekliklerini kesip bunlardan başörtüsü yaptılar.

(Buharî, Tefsîru Sûre (Nûr Sûresi Tefsiri), 6/136; İbn Kesîr, Muhtasar, M. Alî es-Sâbûnî, 7. Baskı, Beyrut 1402/1981, II, 600).

Ayette asıl vurgu “göğüslerin örtülmesi” üzerine olmasına rağmen hadiste göğüslerin örtülmesiyle alakalı bir bilgi bulunmuyor.

Yani, Allah göğüslerinizi örtün diyor ama hadise göre “eteklerini kesip başlarına örtüyorlar” ve asıl vurgu yapılan göğüsler yine örtülmüyor.

Eğer ikinci bir eteklerini kesmedilerse hem bacakları hem göğüsleri açık ama başlarını örtmüş oluyorlar. Ayet ile hadis uyumlu görünmüyor.

Putperest inançlı Antik Mısır kadınlarının da aynen böyle; başları örtülü ama göğüsleri açıktı.

Hz. Âîşe dedi ki: Şüphesiz Kureyş kadınlarının birtakım üstünlükleri vardır. Ancak ben, Allah’a yemin olsun ki, Allah’ın kitabını daha çok tasdik eden ve bu kitaba daha kuvvetle inanan Ensar kadınlarından daha faziletlisini görmedim. Nitekim Nûr sûresinde “Kadınlar başörtülerini yakalarının üstüne taksınlar…” âyeti inince, onların erkekleri bu âyetleri okuyarak eve döndüler. Bu erkekler eşlerine, kızlarına, kız kardeş ve hısımlarına bunları okudular. Bu kadınlardan her biri Allah’ın kitabını tasdik ve ona iman ederek, etek kumaşlarından başörtüsü hazırladılar. Ertesi sabah, Hz. Peygamberin arkasında başörtüleriyle sabah namazına durdular. Sanki onların başları üstünde kargalar vardı.

(Buharî, Tefsîru Sûre (Nûr Sûresi Tefsiri), 6/136; İbn Kesîr, Muhtasar, M. Alî es-Sâbûnî, 7. Baskı, Beyrut 1402/1981, II, 600).

Bu hadiste ise başlarını örten kadınların “başlarının üstünde kargalar vardı” benzetmesi Hz. Aişe annemize atılmış bir iftiraya daha çok benziyor. Çünkü açıkça kadın aşağılaması olduğu görülüyor.

Bu hurafelerle kadın aşağılamasının sadece bir örneğidir.

Din Adına Kadınlara Yapılan Hakaretler bölümünü okuyabilirsiniz.

Evrim İdeolojisiyle Kadınlara Yapılan Hakaretler bölümünü de okuyabilirsiniz.

Kuran Okuyanın Bütün Hayatı Allah Rızası İçin Oluyor

Bir şeyin haram olduğuna inanmanız onu sizin için haram yapar.

O yaptığınız şeye haram diyerek yaparsanız haram işlemiş olursunuz.

Yakup Peygamber bazı yiyecekleri kendisine haram kılıyor:

3:93 Tevrat indirilmeden önce Yakup’un kendine haram kıldıklarının dışındaki bütün yiyecekler İsrailoğullarına helaldi. De ki: “Eğer doğru sözlü iseniz getirin Tevrat’ı da okuyun.”

Kadınları, her hareketlerinin haram olduğuna ikna ediyorlar!

1 Haram

Başörtüsü takmayan bir kadına, “Başörtüsü farz” diyorlar. Oysa farz değil ama o araştırmadan haram işlediğini düşünüyor.

2 Haram

Müzik dinlemenin dinde haram olduğunu söylüyorlar. Kadın haram olduğunu kabul ediyor ama müzik dinlemeye devam ediyor.

3 Haram

Kadın, erkek arkadaşıyla gezmek, sohbet etmek istiyor ama bunun haram olduğuna ikna ediyorlar. Kadın erkek arkadaşıyla buluşuyor ama haram olduğunu kabul ediyor.

4 Haram

Makyaj yapıyor, bunun dinen haram olduğu söyleniyor. Bunu kabul ediyor ama makyaj yapmaya devam ediyor.

Yaptığı her şey Kuran’a göre helal olmasına rağmen kadın haram bataklığına battığını düşünüyor.

Nasıl olsa bir sürü haram işledim, diye düşünen kadın, içki de haram onu da yapsam ne fark edecek, zina da haram onu da yapsam ne değişecek diyerek, haram bataklığına batıyor.

Bütün Gün Allah’ın Rızasına Dönüşüyor

Oysa bu kadın, Kuran okumuş olsaydı, yaptığı hiçbir şeyden mahrum kalmayacaktı. Kuran’ın geniş helal dairesinde özgürce yaşayacaktı.

Kuran okuyan kadın için bütün günü Allah rızası için yaşamaya dönüşüyor.

Zaten yaşadığı normal bir gün haramlardan değil helallerden oluştuğunu farkediyor.

Müzik dinlediğinde helal olduğunu biliyor. Allah’ın notalarla oluşturduğu ahenkli seslere hayranlık duyarak Allah’a şükrediyor.

Makyajını yapıp aynaya bakıyor. Allah’ın onu süslemesine hayran olup Allah’a secde ediyor, şükür ediyor, çok sevdiğini söylüyor.

Erkek arkadaşıyla haram münasebette bulunmadan, dolaşıyor, eğleniyor. Allah’ın sevgisini arkadaş vesilesiyle ona gösterdiğini anlayıp Allah’a şükrediyor.

Mutlu olması, gülmesinin Kuran’a göre ibadet olduğunu öğreniyor. Güldüğünde Allah’ın güldürdüğünü, onu güldüren Allah’ın onu çok sevdiğini hatırlıyor ve Allah’a şükrediyor.

53:43 O güldürür, ağlatır

Allah küfrün az gülmesini çok ağlamasını söyler. Müslüman bunun tam tersinin kendisinde tecelli etmesini ister. Çok mutlu olmayı, az ağlamayı isteriz Allah’tan.

9:82 Münafıklar(haram olduğuna inandığı halde ikiyüzlüce o fiili yapanlar) az gülsünler, çok ağlasınlar.

İşte böylece Kuran’ı öğrenen bir kişinin bütün eylemleri Allah’ın rızası için yapılmış oluyor.

Gülmesi, müzik dinlemesi, arkadaşıyla gezmesi, sevmesi, sevilmesi, kendini geliştirmesi, çalışması…

Çünkü her davranışında, “Bu yaptığım Kuran’a uygun mu?” diyerek yapması o yaptığı şeyi ibadete dönüştürecektir.

Örneğin bir kadın, erkek arkadaşıyla buluştuğunda, çirkin sohbetler etmesi Kuran’a uygun değildir. Ama bunun dışında özgürce sohbet edebilir. Bunu bilerek yaptığında Allah’ın rızası için yapmış olur.

2:235 İslami kurallarla örtüşen örfe uygun konuşmanızda bir sakınca yoktur.

Kuran’da Kadın